İktidar partisinin liyakatsiz atamalarını gündem yapan CHP'liler, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İzdeniz ‘de “Liyakatli Olmayan Atamalar" yapmakla suçlanmaya başlamış gibi görünüyor.

İzmir'in denizcilik altyapısının en önemli yapı taşlarından biri olan İzdeniz, sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir ulaşım şirketi değil, aynı zamanda bu kentte yaşayanların hayatını doğrudan etkileyen bir kurumdur. İzdeniz, deniz ulaşımını sağlayan, çevreye duyarlı, güvenli ve etkin bir şekilde İzmir’i denizle buluşturan bir işletme olarak her zaman yüksek standartlara sahip olmalıdır. Altı ay önce İzdeniz’ e atanan halen Ankara’da yaşayıp ODTÜ’de ders vermeye devam eden haftanın iki günü İzmir’e gelip İzmir Büyükşehir Belediyesi misafirhanesinde kaldığı söylenen Yönetim Kurulu Başkanı Işıkhan Güler, kendisinin Ankara İMO’ dan arkadaşı inşaat mühendisi Gökhan Marım’ ı Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkan vekili atamıştı.
Daha bunun yankıları bitmeden geçtiğimiz günlerde İzdeniz Anonim Şirketi'ne yapılan bir yönetim kurulu ataması hem liyakat hem de kamu yararı açısından ciddi soru işaretleri yaratmaktadır.   İzdeniz’ e son dönemde yapılan iki atama ile ilgili sorularımız olacak sayın Cemil TUGAY’ a. Birinci sorum; İnönü Alpat Beyin yönetim kurulu üyeliğine getirilmesi ile ilgili. Denizcilik sektörüne dair herhangi bir deneyimi ve bilgisi var mıdır? İkinci sorum da; İzmir’de bile ikamet etmeyen bir şahıs olduğu, İzmir’de ikamet etmediği halde, kızının adresini İzmir'e ikametgâh olarak göstermiş olduğu gelen bilgiler arasında. İzmir’de, İzmirli bürokratlar kıyıma uğrarken kimler bu dışardan bürokrat atamalarını yapıyor bunun cevabını İzmirliler sayın Cemil başkandan bekliyor, İzdeniz ’deki durum liyakat ilkesinin hiçe sayıldığı atamaların örneğidir. Ayrıca, sayın İnönü Alpat’ ın ve Genel Müdür sayın Gökhan Marım’ ın denizcilik veya ulaşım sektörüne dair herhangi bir geçmişi bulunup bulunmadığını İzmirliler ve o işlettikleri gemileri kullananlar olarak bilmek hakkımız sanırım. Şair olarak tanınan sayın Alpat’ ın, İzdeniz gibi önemli bir kurumun yönetiminde yer alması, liyakatten, gereken uzmanlık ve deneyimden yoksun gibi görünüyor.   İzdeniz ‘de bir diğer liyakate bakılmaksızın atama ise İzdeniz Genel Müdürü Gökhan Marım olarak kurum içinde dillerde.  Marım’ ın inşaat mühendisi ve denizcilik sektörüyle belediyecilik ile ilgili hiçbir deneyimi bulunmadığını söylenmektedir. İzdeniz gibi önemli bir kuruluşun başına getirilmiş olan sayın Gökhan Marım, sektörün içerisinden olmayışı ve denizcilik sektöründen anlayıp anlamadığı bir kişi olduğunu belediye içinde dillerde. Bu nedenle İzdeniz ‘de işten ayrılan ayrılmak zorunda bırakılan emekli edilen liyakatli yöneticilerin sayısın artması kurum içinde huzursuzluğa neden olduğu Cemil başkanın bu konuya ne zaman müdahale edeceği merak konusu. Ayrıca, Cemil başkanın söz verdiği ilk yapılacaklar arasında yer alan ve 2024 yazında İzmirlilerin hizmetine sunulacak “Deniz Taksi” nin hala neden hayata geçmediğini de merak ediyoruz. Bostanlı’da Ahmet Piriştina arabalı vapurunun üstüne “Bakımda” yazıp beş aydır hizmet dışı bırakılması nedeniyle oluşan bu kamu zararının bir planlama sorunu mu olduğu merak edilen konular arasında.
Bu tür atamalar, yalnızca liyakat ilkelerine zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda kurumların etkinliğini ve verimliliğini de olumsuz şekilde etkiler.   Liyakat, kamu hizmetlerinde ve özel sektördeki yönetici atamalarında en temel ilkelerden biridir. Çünkü hangi kurumda olursa olsun, yönetim kadrosu yalnızca teorik bilgi değil, aynı zamanda sektörle ilgili deneyim ve vizyon sahibi olmalıdır. İzdeniz gibi bir kurumda görev almak, deniz taşımacılığına ve ulaşım sektörüne dair derin bir bilgi birikimi gerektirir. Bu tür atamalar, sadece kurumun etkinliğini değil, aynı zamanda halkın güvenini de zedeler. İzmir gibi büyük bir şehirde, kurumların başarıyla yönetilmesi, liyakatli ve tecrübeli bireylerle mümkündür. Alpat beyin atanması, maalesef İzdeniz’ in kurumsal kimliği ve geleceği için bir adım geri anlamına gelmektedir. Liyakatten uzak, sektöre ve İzmir’e yabancı bir ismin yönetim kurulu üyeliği, halkı ve kamu yararını bir kenara bırakmak anlamına gelir. Bu tür atamalar, aynı zamanda şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesine de zarar verir.   Bundan sonraki süreçte İzdeniz ‘in daha verimli, daha güvenilir bir şekilde hizmet verebilmesi için, liyakatli, sektöre hâkim ve tecrübeli kişilerin atanması gerektiği açıktır. İzmir halkı ve kamuoyu, liyakat ilkesinin göz ardı edilmemesini ve doğru kişilerin doğru görevlere getirilmesini beklemektedir.