Kasımda aşk başkadır klişesiyle başlamayacağım yazıma, çünkü aşk; doğru kişiyle olduğu sürece zamansızdır bana göre. Hem halihazırda çok güzel bir his olan aşk, neden kasım ayında diğer aylardan daha başka olsun ki. Olsa olsa yere düşen sarı yapraklar arasında yürümek daha romantik gelebilir insana. Onun dışında kasımda aşk, ancak aynı isimdeki filmde olduğu gibi sadece o ay için geçerli ise başkadır. Film de klasik ama güzeldir bu arada...

Gelelim konumuza. Filmi, aşkı bir kenara bırakıp kasım ayının lezzetli ve şifa deposu güzelliklerinden bahsedeceğim sizlere. Çünkü kesin olan bir gerçek var ki mutfak lezzetleri kasımda başkadır!
Sofraların sultanı, denizin hediyesi balık: Kasım ayı, kış mevsiminin gelmesi ve deniz suyunun soğumaya başlamasıyla kış balıklarının arttığı ve lezzetlendiği aydır. Özellikle ülkemizde en çok tüketilen balıklardan olan hamsinin bollaşması ve fiyatının düşmesiyle her eve balık girmeye başlar. Hamsi: Ekim ayından itibaren tüketilmeye başlasa da, bu ayda daha yağlı ve daha lezzetli olur. Palamut: Ülkemizde hamsi ile birlikte en çok tüketilen balıklardan olan palamut, sıcak ve ılık denizlerde bulunur. Deniz suyunun soğumasıyla beraber göç etmeye başlar ve bu göç yolu kasım ayında İstanbul Boğazı çevresindedir. Bu sebeple kasım ayında bolca palamut avlanır. Ayrıca en ekonomik ve en besleyici balık türlerinden biridir. Boyuna göre farklı isimlerle anılır. Torik, sivri, altıparmak palamutun diğer isimlerinden bazılarıdır. Uskumru: Marmara denizinde yaşayan uskumru bu ayda en yağlı ve lezzetli haline ulaşır. Kefal: İçerdiği vitamin ve mineraller sayesinde beyin fonksiyonlarının korunmasında etkili olduğu söylenmektedir. Ayrıca istavrit, çipura, lüfer, levrek, sardalya gibi bir çok balık da bu ayda hem bolca avlanır, hem de çok daha lezzetlidir. Omega-3 deposu ve en iyi kolajen kaynağı olması sebebi ile balığı nispeten ucuzladığı bu ayda olabildiğince çok tüketmeye çalışalım.
Renkli lezzetler, sebzeler: Kasım ayı, kök sebzelerin ve yapraklı yeşilliklerin bol olduğu bir dönem ve bu sebzeleri tüketmek için o kadar çok sağlıklı nedenimiz var ki. Kök sebzeler: Havuç, kereviz, patates, pancar toprağın bize sunduğu vitamin depoları. Bu sebzeler vücutta iltihaplanmayı azaltır, kanserle savaşmaya yardımcı olur, bağışıklık sistemini güçlendirir. Yapraklı yeşillikler: Pazı, lahana, ıspanak özellikle K, A ve C vitaminleri ve demir açısından zengin sebzeler. Ayrıca en sevdiklerimden olan brokoli, karnabahar ve pırasa da kasım ayının bize hediye ettiği şifa deposu sebzelerden bir kaçı.
Gelsin C vitaminleri: C vitamini denince hepimizin aklına ilk gelen mandalina, portakal ve greyfurt kasım ayının en güzel meyvelerinden. Antioksidan ve şifa deposu nar, K,A ve C vitaminiyle elma, potasyumuyla armut, lif kaynağı olarak ayva da bu ayın yıldızlarından.
Doğadan gelen en güzel armağanlardan olan bu besinleri, mevsiminde tükettiğimizde hem damaklarımızı şenlendiririz hem de sağlığımıza büyük katkılar sağlamış oluruz. Ayrıca besinleri mevsiminde tüketmek doğayla uyumlanmaktır bana göre. Doğanın bize verdiğini, verdiği anda almak... Bedensel ve ruhsal sağlığımıza katkıda bulunmak…
“Peki tamam bu kadar sağlıklı bilgi bana yeter, ben aşk insanıyım ve kasım benim için ‘aşk’tır ve illa ki  ‘kasımda aşk başkadır’ “ diyorsanız hala, o zaman kasım aynının bu şifa deposu armağanlarıyla sevdiğinize rengarenk, bambaşka bir sofra hazırlamaya ne dersiniz? Mis gibi balıklar, yeşillikler ve sebzelerle bezenmiş bir sofra. Ne de olsa “kalbe giden yol mideden geçer” de demişler. Hem böylece bir taşla iki kuş avlamış olursunuz.