Bir önceki yazımda küresel siyasetinin son çeyrek asırda önemli dönüşümlere ve olaylara şahitlik ettiğini belirtmiştim.
Küresel siyasetin “belirsizlikler çağı”nda devletler de kendilerini yeni koşullara, sorunlara ve meydan okumalara hazırlamaya çalışıyorlar.
Bu süreç yeni stratejileri belirleme, kaynakları etkili kullanma ve sosyal-psikoloji anlamında toplumu hazırlama gibi hususların yanında kurumsal yeniden yapılanmayı da içerebilir.
Türkiye ve Türk dış politikası son yıllarda hem etrafını çevreleyen bölgeler anlamında hem de küresel siyasette yaşananlar anlamında zorlu bir dönemden geçerken, 6 Nisan 2024 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Dışişleri Bakanlığı teşkilatında bir yeniden yapılandırmayı beraberinde getirdi.
Bu atılan yeni adım Haziran 2023 tarihinde Dışişleri Bakanı olan Hakan Fidan döneminde Türk dış politikasının alacağı yöne dair de fikirler vermekte.
Nitekim Fidan, 2024 yılı bütçe görüşmelerinde TBMM’de yaptığı konuşmada ülkemizin dış politika anlamında karşı karşıya olduğu yoğun gündemin ve sorunların dışişleri teşkilatında bir yeniden yapılandırmayı gerekli kılacağını belirtmişti.
Bakanlıkta yapılan yeni teşkilat düzenlemesiyle genel müdürlüklerin sayısı artırıldı.
Örneğin müstakil bir Latin Amerika, İran-Irak, Orta Asya ve Türk Devletleri Teşkilatı, İnsani ve Teknik Yardımlar, Kamu Diplomasisi ve Stratejik İletişim, Uluslararası Arabuluculuk ve Bilim ve Teknoloji Politikaları alanlarında yeni genel müdürlükler oluşturuldu.
Böylece, Türk dış politikasında önemleri artan bölgelere, faaliyet alanlarına ve konulara yönelik kurumsal uzmanlığın ve etkinliğin arttırılmasının amaçlandığı düşünülebilir.
Diğer yandan yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakanlığı, kazandığı yeni kurumsal birimler ile Türkiye’nin dış politikasında çözüm bekleyen ABD ve AB ile ilişkiler, Rusya ile ritmini henüz bulamamış ikili ilişkiler, Suriye ve Mısır ile normalleşme, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi, Kıbrıs, Yunanistan ve “Ukrayna Savaşı” gibi önemli konu başlıklarını ele alacak.
Diğer yandan ülkemizin en köklü kurumlarından birisi olan ve uzmanlık alanında istisnai bir birikimi temsil eden Dışişleri Bakanlığı, yeni teşkilat yapısıyla Türk dış politikasını kişisel ilişkilerin ve bağlantıların ötesine taşıyarak kurumsal temelde oluşturmalıdır.
Bu sayede Dışişleri Bakanlığı teşkilatında yapılan değişiklikler, Türk dış politikası açısından sonuç alıcı olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, dış politikanın oluşturulmasında ve yürütülmesinde kurumların etkinliği ve politikaların devlet politikası niteliğiyle sahip oldukları süreklilik, Türkiye gibi zorlu bir coğrafyada yoğun bir sorun ve konu yüküne sahip ülkeler açısından hayati önemdedir.