Gazetecilik eskiden bir onur meselesiydi. Hakikatin peşinde koşmak, doğruları söylemek, yanlışları ifşa etmek demekti.

Ama devir değişti.

Dijital çağın gazeteciliği artık "tık" ekonomisiyle şekilleniyor.

Haber doğru mu, yanlış mı? Hiç önemli değil. Önemli olan ne kadar "tık" aldığı!

Son örnek mi?

 İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın Ak Parti'ye katılacağı yönündeki absürt iddia.

 Bu haberi ortaya atan zat belli ki “tıklanma” hedefini tutturmak için iyi bir hesap yapmış. Ama Başkan Tugay da, bu hesabı iyi bir şekilde "tıkladı"!

"Saçmalık" kelimesine hayat veren bu iddiayı, Başkan şu sözlerle çöp sepetine gönderdi:
“Düne kadar her türlü iftirayı gördük ama bu kadar saçmasını ilk defa görüyorum. Döneklik başkalarına, onurla mücadele bize!”

Başkan haklı. Zaten ortada bir "algı operasyonu" değil, bir "akıl tutulması" var. Ama işte dijital çağın güzelliği (!) burada. Bir iddia ne kadar absürtse, o kadar çok "tık" alıyor.

Ve ne yazık ki, tıklanmak uğruna gerçeği feda edenler, bu düzenin parçası olmaktan pek rahatsız değil.

Başkan Cemil Tugay, açıklamasında “Cumhuriyet Halk Partimizin altı oku ışığında mücadeleye devam edeceğim” derken aslında meseleyi net bir şekilde özetliyor. Onuruyla yol almayı seçenlere karşı, "tık" uğruna her türlü değeri heba edenler… Sizlere ne desek az.

Ama hadi yine iyisiniz. Tıkladınız mı tıklandınız mı bilmiyoruz ama bu köşeye konu oldunuz. Dahası, Başkan'dan da yanıtınızı aldınız. Daha ne isteyebilirsiniz ki?

Sonuç olarak, modern gazeteciliğin geldiği nokta içler acısı. Ama yine de dileğimizi eksik etmeyelim:
Allah "Tık"ınızı versin!

GÜNÜN SORUSU

Allah “tık”ınızı versin!