Öncelikle kur korumalı mevduat sisteminin neden çıkarıldığını, neden bu sisteme geçildiğini anlamak için biraz gerilere gidelim.
Dünyada hiçbir ülkede uygulamasına rastlanmayan, hiçbir bilim insanı tarafından benimsenmeyen bir sistem olan düşük faiz sistemine bildiğiniz gibi Eylül 2021 tarihinde başlamıştık. Aslına baktığımızda sistem doğrudur ve düşük faizin üretime yapacağı katkı ile ülkemizde üretim kaynakları doğru ve en verimli kullanılması, ihracatın yükselmesi, ülkemize döviz girdisi sağlanması, işsizliğin azalması gibi birçok etken amaçlanmıştı ve ülkemizin Orta Doğu’nun üretim merkezi olması planlanmıştı. Faiz, bilindiği üzere hepimiz tarafından hoş karşılanmamakta ve hepimiz sıfıra düşmesini arzu etmekteyiz. Ancak ekonomi entegre bir sistem olduğundan gerektiği hallerde birine dokunduğunuz zaman diğeri tepki verecektir. Bu bağlamda sisteme faizi düşürmekle değil önce enflasyonu düşürmekle başlamak gerektiği açıktır. Çünkü tasarruf sahipleri faiz gelirinden önce maddi varlıklarını ekonomiye katmaları esas amaçtır.
Yukarıda bahsetmeye çalıştığım gibi Eylül 2021 de başlayan ve üretim kaynaklarına destek için başlayan düşük faiz bir türlü üretim sektörüne ulaşmadı ve dolarizasyon önlenemediği için döviz kurları ile birlikte enflasyon da aşırı şekilde yükselmeye başladı. Bu önlenemeyen yükselişi durdurabilmek için kur korumalı mevduat sistemi zorunlu olarak uygulamaya konuldu ve 7 TL’den 18,34 TL ye kadar çıkan dolat kuru bir gecede 11,5-12 TL ye kadar düşürülmüş oldu. KKM nin amacı da zaten kurları düşürmekti ve hazineye fazla yük getirmeyeceği tahmin edilmekteydi. Doğal olarak ekonomi çevreleri tarafından eleştirilere de konu olan sistem zamanın koşullarına göre yapılacak tek çözüm yoluydu. Umarız bir daha gereksinim duyulmaz. Daha da ötesi uygulamayı teşvik için şirketlerin elde edeceği gelirler vergiden muaf tutulmuştu dönemde hazine ve maliye bakanı Sn. Berat Albayrak ve Sn. Nurettin Nebati kamuoyuna sürekli olumlu açıklamalarda bulunmuşlardı.
Ancak ilerleyen süreçte konuya ilgi yoğun olduğundan tahminler tutmadı ve bir yıl içinde dolar kuru tekrar 18 TL seviyelerine çıkınca doğal olarak hazineye olan yükü de ciddi rakamlara ulaştı. Geçen yıl TCMB’nin 818 milyar TL zarar etmesine sebep oldu, hazineye olan yükü de bir milyar TL ye yaklaşmıştı.
Son yapılan Mayıs 2023 genel seçimlerde iş başına gelen hazine ve maliye bakanımız Sn. Mehmet Şimşek ise rasyonel politikalara geçileceğini yani düşük faiz sisteminden vazgeçileceğini ilk demecinde ifade etti ve %8,5 olan politika faizi sekiz ayda %50 ye kadar çıktıktan sonra gene sekiz ay sabit kaldı ve geçtiğimiz aralık ve ocak aylarında 250 şer baz puan olmak üzere düşürülerek %45 seviyesine çekilmiş oldu.
Son bir yıldan bu yana da hazineye bir kambur olan kur korumalı mevduat sisteminden çıkılmaya çalışılıyor ve öncelikle şirket gelirlerinin vergi muafiyeti kaldırıldı. Artık sistem de cazibesini kaybetmeye başladığında olacak ki bazı mevduat sahiplerinin de KKM den çıkmasıyla birlikte azalma eğilimine girdi ve günümüze kadar azalması devam etti.
Ekonomi yönetiminin açıklamalarına bakılırsa bu yıl sonuna kadar KKM sistemi ortadan kalkacaktır ve kalkması da ülke menfaati için doğru karadır.
TCMB tarafından son yapılan açıklamada
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarından çıkış stratejisi kapsamında tüzel kişilerin hesap açma ve yenileme işlemlerinin sonlandırıldığını bildirdi.
TCMB'den yapılan açıklamada, "TCMB, tüm KKM hesaplarında (YUVAM hesapları dahil) tüzel kişilerin hesap açma ve yenileme işlemlerinin 15 Şubat 2025 tarihi itibarıyla sonlandırılmasına karar vermiştir." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada ayrıca, tüzel kişi KKM hesaplarının KKM'nin TL'ye geçişine ve yenilenmesine ilişkin hedeflerden çıkarıldığı kaydedildi.
Önümüzdeki süreçte ise aynı uygulamanın gerçek kişilere de uygulanacağını ve sistemin kendiliğinden sona ereceğini tahmin etmek zor değildir.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
zozcivan@hotmail.com