Son zamanlarda adını sık sık yazılı ve görsel basından duyduğumuz PESTİSİT hakkında bilgi sahibi olabilmek için Memorial sağlık grubu sitesinden aşağıdaki bilgileri aldım ve paylaşmak istedim.
Çünkü gene yazılı ve görsel basında izlediğimiz ihracata giden bazı gıda ürünlerinde pestisit maddesinin fazla olması nedeniyle ülkemize geri döndüğü, bunların ihmal edildiği gibi yazılı ve görsel bilgiler karşımıza çıkıyor ve doğal olarak kendimizi bunlardan nasıl korumamız gerektiği konusunda sorgulamak durumunda kalıyoruz. Öncelikle pestisitin ne olduğunu, nerelerde kullanıldığını, korunmak için alınabilecek tedbirleri, belirtilerini ve sebep olabileceği hastalıkları aşağıda okuyabilirsiniz.
Pestisit, tarımda ekinlere ve bitkilere zarar verme potansiyeli bulunan haşereleri, istenmeyen yabani otları, böcekleri yok etmek ve kontrol altında tutmak için kullanılan kimyasal bir maddedir. Kimyasal yapılarına ve işlevlerine göre sınıflara ayrılan pestisit, böcek öldürücü (insektisit), ot öldürücü (herbisit), mantar öldürücü (fungusit) gibi çeşitleri bulunmaktadır. Pestisitler gıdalarda kalıntı bırakabilir. Pestisit, meyve-sebze gibi gıdaların iyi yıkanmayıp yenmesi sonucunda sağlık açısından ciddi zararlara neden olabilir.
Pestisit Türleri Nelerdir?
Pestisitler, insanları ve çevreyi olumsuz etkilemeden zararlıları yok etmeyi amaçlamaktadır. Kullanıldıkları alana göre pestisit çeşitleri şu şekilde sıralanabilir:
İnsektisit: Böcek ve haşerelere karşı kullanılmaktadır.
Herbisitler: İstenmeye yabani ot ve bitkilerde tercih edilmektedir.
Rodentisit: Kemirgenler (sıçanlar ve fareler) karşı bu çeşidi görev almaktadır.
Bakterisit: Bakterilere karşı kullanılmaktadır.
Fungusit: Mantarlar ve mantar sporları ile mücadelede tercih edilmektedir.
Larvisitler: Larvalara (tırtıl, kurtçuk) karşı kullanılmaktadır.
Pestisit Etkileri Zararları nelerdir?
Pestisitler, çoğunlukla tarımda kullanılan mahsullere zararlı canlıları öldürmek için kullanılmaktadır. Pestisit insanlar için risk oluşturabilir ve sağlık üzerindeki etkileri, pestisit türüne göre değişiklik gösterebilir. Bazı pestisitler kanserojen olabileceği gibi bazıları da sinir sistemini etkileyebilmektedir.
Pestisitin anlık etkileri, burunda yanma, batma ve kaşıntı, boğaz ve cilt tahrişi, döküntü olabilir. Bulantı ve baş dönmesi de yaygın olarak görülmektedir. Pestisit zehirlenmesi soğuk algınlığına benzer semptomlar da gösterebilir. Pestisit zehirlenmesi yaşadığınızı düşündüğünüzde hemen tıbbi yardım alınması önerilir.
Pestisitin sağlığa zararları uzun vadede kendini gösterebilir. Beyin hasarı, doğum kusurları, kısırlık, böbrek, akciğer hasarları pestisitin uzun vadede etkileri olabilmektedir. Pestisite maruz kaldıktan sonra etkileri haftalar hatta aylar sonra ortay çıkmayabilir ve bu durum da sağlık üzerindeki etkilerini ilişkilendirmek zorlaşabilir.
Beyin gelişimi, uyku döngüsü, stres gibi vücut sürecini düzenleyen hormonlara müdahale eden kimyasallar endokrin bozucu olarak bilinmektedir. Bazı pestisit çeşitleri endokrin bozucu olarak hareket ederek kanser, gelişim sorunları ve kısırlık gibi etkilerle hayvanlara ciddi zararlar vermektedir. Bu etkilere benzer olarak insanların kimyasallara maruz kalmasıyla ilişkilendirilebilir.
Pestisitten korunmak için neler yapmalıyız?
Pestisitlerin çocuklar üzerinde büyüme ve gelişme açısından zararlı etkileri olabilmektedir. Bu yüzden çocukları pestisite maruz kalmamaları önemlidir.
Gıdaları tüketmeden önce soymak ve pişirmek pestisit seviyesini düşürmeden en etkili yöntemlerden biridir. Evinizde yetiştirebileceğiniz meyve ve sebze ile pestisite maruz kalmayı önleyebilirsiniz.
Bu ipuçları besinlerdeki pestisit kalıntılarını azaltmanızda etkili olacaktır:
Meyve ve sebzeleri ıslatmak ya da suya daldırmak yerine su altında iyice yıkayın.
Yıkadığınız besinleri temiz bir havlu ya da peçete yardımıyla kurulayın.
Kavun ve kök sebzeler gibi gıdaları ovalayarak yıkayın.
Marul ve lahana gibi yapraklı sebzelerin dış tabakasını atın.
Meyve ve sebzeleri mümkünse soyarak tüketin.
Sebzelerin yıkandığı suya sirke katılması alınacak önlemler arasındadır.
Pestisitlere direkt olarak temastan kaçınmak gerekmektedir. Kesinlikle solunmamalıdır. İlaçlama yapılacağı sırada yüzde ağız ve burun kapalı bir şekilde maske kullanılmalıdır. Eldiven takılarak direkt temas önlenebilir.
Bu ipuçları besinlerdeki pestisit kalıntılarını azaltmanızda etkili olacaktır:
Meyve ve sebzeleri ıslatmak ya da suya daldırmak yerine su altında iyice yıkayın.
Yıkadığınız besinleri temiz bir havlu ya da peçete yardımıyla kurulayın.
Kavun ve kök sebzeler gibi gıdaları ovalayarak yıkayın.
Marul ve lahana gibi yapraklı sebzelerin dış tabakasını atın.
Meyve ve sebzeleri mümkünse soyarak tüketin.
Sebzelerin yıkandığı suya sirke katılması alınacak önlemler arasındadır.
Pestisitlere direkt olarak temastan kaçınmak gerekmektedir. Kesinlikle solunmamalıdır. İlaçlama yapılacağı sırada yüzde ağız ve burun kapalı bir şekilde maske kullanılmalıdır. Eldiven takılarak direkt temas önlenebilir.
Yukarıda pestisit konusundaki bilgileri özetledikten sonra ülkemizde bu ilacın gereğinden fazla kullanıldığı, gerekli analizlerin yeterli şekilde yapılamadığı anlaşılıyor. Çünkü aşağıda okuyacağınız gibi birçok ülkeye ihraç ettiğimiz gıda ürünleri gittikleri ülkelerde analiz yapıldıktan sonra ülkemize geri gönderiliyor. Tarım bakanlığımız bu konuda mutlaka önlem almaktadır ama biz hepimiz bir tüketici olduğumuz için ve toplum sağlığı açısından yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi bazı önlemleri kendimiz almak zorundayız. Çünkü özellikle çocuklarımız için önemli bir konudur.
Yeniçağ gazetesinde yer alan habere göre;
Tehlikeli koduyla iade! Avrupa 13 Türk ürününü geri gönderdi.
Bir hafta içinde Türkiye’den Avrupa’ya ihraç edilen 13 ürün ‘zehir’ ve ‘kansorejen’ madde içerdiği gerekçesi ile geri gönderildi. İade edilen ürünler arasında kuru incir, kayısı, armut, taze biber, Antep fıstığı, kaymak hatta haşhaş ezmesi var...
Tarım ve Orman Bakanlığı, 7 Ocak 2025’te yeni yönetmelikle pestisit limitlerinde güncellemeye giderek Avrupa Birliği (AB) standardı getirdi. Bu standardın ise 3 ay içinde AB ile uyumlu hale geleceği belirtildi.
Diğer yandan bu tarihten önce, eski hükümlere uygun üretilmiş gıdaların ise raf ömrü boyunca piyasada satılabileceği söylendi. Ancak Avrupa'ya ihraç edilen bu ürünler teker teker iade ediliyor.
HIRVATİSTAN ARMUTLARI İSTEMEDİ
Diken'in haberine göre son bir içinde Türkiye’den Avrupa’ya gönderilen 13 ürün içerdiği zararlı maddeler nedeni ile reddedildi. Hırvatistan Türkiye’den aldığı armutlarda metoksifenozid olduğunu tespit etti. Ppestisitte izin verilen limit 0,01 mg/kg – ppm iken Türk armutları analizinde ise bu oran 0,043 mg/kg – ppm yani normalin 4,3 katı üzerinde çıktı. Armutlar iade edildi.
ANTEP FISTIĞI İTALYA'DAN DÖNDÜ
Türkiye’den İtalya’ya ihraç edilen Antep fıstıklarında Afla toksin B1 saptandı. İzin verilen limit 8,0 µg/kg – ppb. Analiz sonuçlarıysa 13,4 ± 0,9 µg/kg – ppb. Yani 1,6 katı. Total Afla toksin oranıysa güvenli limitin 1,86 katı. İtalya ‘tehlikeli’ koduyla Antep fıstıklarını sınırdan geri gönderildi.
İtalya’ya gönderilen organik Antep fıstıklarında da izin verilen limitin 1,7 katı Afla toksin B1 çıktı. Total afla toksin oranıysa 2,39 katı. Ürünler yine ‘tehlikeli’ koduyla geri gönderildi.
TAZE BİBERDE PERMETHRİN BULUNDU
Bulgaristan Türkiye’den aldığı biberlerde permethrin saptadı. Bu pestisitte izin verilen limit 0,05 mg/kg – ppm. Analiz sonuçlarıysa 0,145+/-0,073 mg/kg – ppm. Yani iki katı. Ürünler ‘potansiyel risk’ denilerek sınırdan geri gönderildi.
Almanya da aynı gün taze biberlerde asetamiprid bulduğunu bildirdi. Bu pestisitte izin verilen limit 0,30 mg/kg – ppm. Tespit edilense 0,42 mg/kg – ppm. Yani 1,4 katı.
KURU İNCİR ALMANYA'DAN DÖNDÜ
Almanya, Türkiye’den gönderilen kuru incirlerde izin verilen limitin 6,4 katı Afla toksin B1 tespit etti. Total afla toksinse 5,8 kat fazla bulundu. Ürünler ‘tehlikeli’ koduyla sınırdan geri gönderildi.
ÇEK CUMHURİYETİ KİMYONLARI KABUL ETMEDİ
Çek Cumhuriyeti Türkiye menşeili kimyon tohumlarında izin verilen limitin 1,5 katı pirolizidin alkaloitleri saptadı.
Ürünler ‘potansiyel risk’ denilerek piyasadan geri çekildi.
ALMANYA KAYISILARI SAĞLIKSIZ BULDU
Almanya Türkiye’den aldığı kayısı parçacıklarında Afla toksin ve Okratoksin A tespit etti. Total Afla toksin miktarı izin verilen limitin 3 katı çıktı. Analiz sonuçlarında bulunan Okra toksin A miktarıysa maksimum sınırın 3,5 katı bulundu. Ürünler ‘tehlikeli’ koduyla alıkonuldu.
KURU İNCİRLER HOLLANDA'DAN İADE
Türkiye’den Hollanda’ya giden dilimlenmiş kuru incirlerde Okra toksin A saptandı. İzin verilen limit 8 µg/kg – ppb. Analiz sonuçlarında çıkan miktarsa 61 µg/kg – ppb. Yani 7,6 katı.
Ürünler ‘tehlikeli’ koduyla sınırdan reddedildi.
Ülkeye giden incirlerde de güvenli limitin 5,5 katı Afla toksin B1 ve 2,8 katıysa Okra toksin A bulundu.
Bunlar da ‘tehlikeli’ koduyla sınırdan reddedildi.
KAYMAKLAR BELÇİKA'DAN DÖNDÜ
Belçika Türkiye’den aldığı kaymakta izinsiz E202 katkı maddesi buldu. Ürünler piyasadan geri çekildi.
HOLLANDA: HAŞMAŞ EZMESİ TEHLİKELİ
Hollanda Türkiye’den aldığı haşhaş ezmesinde alerjen fındık ve susam tohumları tespit etti. Ürünler ‘tehlikeli’ koduyla göndericiye iade edildi.
Almanya da haşhaş ezmesinde beyan edilmemiş alerjenlerden susam ve yer fıstığı buldu. Ürünler hakkında ‘tehlikeli’ koduyla bilgi geçildi.
ALMANYA İNCİRLERİ GERİ GÖNDERDİ
Almanya Türkiye menşeili kuru incirlerde izin verilen limitin 2,7 katı Afla toksin B1 saptadı. Total Afla toksin miktarıysa 2,74 kat fazla çıktı.
Yukarıdaki haberde okuduğunuz gibi birçok üründe pestisit riski bulunduğu için ihracattan geri dönmüş. Bu tür geri dönüşleri önlemek için tarım laboratuvarlarında yapılan analizlerin son derece titiz yapılması zorunlu olarak gündeme gelmektedir. Genellikle tarım üreticilerimiz köy muhtarlarının öncülüğünde bu konularda eğitilmeli ve kullandıkları zirai ilacı insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde uygulanması sağlanmalıdır. Daha da ötesi her köye bir ziraat mühendisi veya ziraat teknisyeni atanmalı ki üreticilerin her türlü sorunu yerinde çözülebilsin.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
zozcivan@hotmail.com