Siyasal meşruiyet, hukuk, demokratik normlar ve toplumsal kabul ile inşa edilen bir kavramdır.

Buna karşılık günümüz siyasal ortamında, toplumsal olayların popüler kültür unsurlarıyla harmanlanarak protesto süreçlerine entegre edilmesini siyasal meşruiyetin inşasında emperyalizmin yeni bir silahı olarak görüyoruz.

Nitekim Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Pikachu figürünün sözde bir direniş sembolü gibi kullanılması, bu fenomenin son örneklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Siyasi mücadelelerin semboller üzerinden yürütülmesi yeni bir olgu değildir. Nazi Almanyası’nda Svastika, Sovyetler Birliği’nde orak-çekiç, Fransız Devrimi’nde kırmızı şapka gibi semboller, belirli bir ideolojik anlatıyı kitleselleştirmek için kullanılmıştır.

 Ancak bu sembollerin ortak noktası, somut bir ideolojik karşılıklarının bulunmasıdır. Oysa Pikachu gibi tamamen apolitik bir karakterin bir protesto aracı haline getirilmesi, gençlerin manipüle edilerek yanlış yönlendirilmesine yol açan bilinçli bir ideolojik hamlenin parçasıdır.

Küresel kapitalizmin ürettiği popüler kültür unsurlarını siyasete entegre eden bu yaklaşım milli bilinç aşındırma politikalarının bir uzantısıdır.

Zihinleri, popüler kültür simgeleriyle işgal edilen gençler, ne için ve kimler adına mücadele ettiklerini sorgulamadan kitlesel bir yönlendirmeye tabi tutulmaktadır.

 Bu, gençleri rasyonel siyaset yapma kapasitesinden uzaklaştıran, millî şuurdan koparan bir sürecin parçasıdır.

Emperyalizm, ülkeleri yalnızca ekonomik ve askeri yollarla değil, kültürel hegemonya yoluyla da etkisiz hale getirmektedir.

Gerçekten de kültürel hegemonya kavramı, emperyalizmin milletleri kendi rızalarıyla teslim almalarının en etkili yöntemlerinden biridir.

Özellikle sosyal medya aracılığıyla  çok kısa sürede insan yığınlarına ulaşan  ve örgütlenen bu protestoların ardında, bilinçli bir şekilde gençliği hedef alan algı operasyonları bulunmaktadır.

Algoritmalar, gençleri belirli bir ideolojik çizgiye yönlendirecek şekilde programlanmış, kitlelerin tepkisini yönlendirmek için psikolojik operasyonlara uygun bir zemin oluşturmuştur.

Pikachu gibi figürlerin bilinçli bir şekilde protestolarda kullanılması, gençlerin bilinçaltına oynanan bir oyunun parçasıdır.

Protesto hakkı demokrasinin bir gereğidir, ancak bu hakkın manipülasyona açık hale getirilmesi, milli iradenin zayıflatılması anlamına gelir.

Bir haftadır bir çizgi film karakteri etrafında siyasi sevimlilik kazandırılmak istenen gösteriler, gençleri sadece siyasal bilinçten uzaklaştırmakla kalmamakta, istemeden de olsa küresel hegemonik güçlere hizmet edecek birer araç haline getirmektedir.

Batı menşeli popüler kültür unsurlarının siyasal semboller haline getirilmesi, sadece anlık bir protesto stratejisi olarak değerlendirilmemelidir. Bu tür semboller, gençliği kendi tarihinden, milli kimliğinden ve bağımsız düşünce yapısından uzaklaştırarak, emperyalist stratejilere uygun hale getirme amacını taşımaktadır.

Bu noktada sonucu ne olursa olsun gençliğin, emperyalizmin kültürel hegemonyasına teslim olmasına engel olmak zorundayız. Aksi takdirde milli kimliğini koruma mücadelesini ve kültürel bağımsızlığımızı kaybederiz.