Siyasi rekabet, demokrasinin önemli gerekliliklerinden biridir.

Dünyada iktidar ve muhalefet arasındaki mücadele,muhalefetin iktidarın hatalarını eleştirmesi, yanlışlarını ortaya koyması çok doğaldır.

Ancak sağlıklı bir demokraside muhalefetin görevi sadece eleştirmek değil, aynı zamanda “Biz daha iyisini yaparız” da diyebilmektir.

Ancak, Türkiye’de"Anti Erdoğanizm" üzerine inşa edilmiş ve artık kısır döngüye girmiş bir muhalefet anlayışı, siyaset üretemeyen, proje sunamayan, halkın beklentilerine cevap veremeyen bir yapı oluşturmuştur.

Yanlış mı düşünüyorum?

Her seçimde, her kriz anında, her siyasi tartışmada benzer sahneleri izlemiyor muyuz?

"Yeter ki Erdoğan gitsin!"

Bu anlayış, kim ne derse desin muhalefeti ideolojik ve irrasyonel bir bataklığa sürüklemiştir.

Geçtiğimiz hafta Ekrem İmamoğlu ile yaşanan gelişmelerde bile başta CHP ve yine tüm muhalefet, bu süreci sağduyulu bir hukuk mücadelesine çevirmek yerine,Erdoğan’a karşı daha sert bir retorik geliştirmeye, popülist bir mağduriyet siyaseti üretmeye tercih etmişancak bu strateji ters tepmiş, daha da kötüsü kontrolden çıkmıştır.

Hatta durum rahmeti rahmana yürümüş bir anneye küfür edilen lanetlenecek bir duruma kadar gelmiştir.

CHP yönetiminin sözde “sokak siyaseti”, Marjinal sol örgütler, yasa dışı gruplar ve provokatörlerin oyuncağı olmuş,siyasi meşruiyetini bile tehlikeye atmıştır.

Siyasi akıldan uzak, stratejisiz, marjinal grupların kuklası haline gelen bu yönetimsizlik,geniş seçmen kitlesinin gözünde güvenilirliğinin kaybına sebep olmuştur.

Bu nedenleCHP yönetiminin, İmamoğlu’nun tutuklanması ve zorlama cumhurbaşkanı adaylığı süreçlerinde izlediği politikalarhem parti hem de İmamoğlu için orta ve uzun vadede bir felaketin habercisidir.

CHP’nin bu süreçte sergilediği stratejik miyopluk ve taktiksel hatalar, partinin de siyasi sermayesini tükettiği gibi parti yönetiminin acziyetini de göstermektedir.

İmamoğlu’nun ölçüsüz ve kontrolsüz cesaretineCHP’yi mahkum etmek ise aslında yaşanan bu kaosun temel nedenidir.

Bu kaostan yararlanıp Anti Erdoğanizm  ile sonuç almaya kalkanlara ve aynı Gezi darbe girişiminde olduğu gibi,“Mesele İmamoğlu değil siz anlamadınız mı”diyenlere ise bir hatırlatma yapmam lazım.

Mesele sadece Erdoğan değil, siyasetin nasıl yapıldığıdır!

Siz hala anlamadınız mı?