Ayvalık’ta dördüncü yılımı doldurdum. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’in daveti üzerine geldiğim ve kısa sürede uyum sağladığım bu tarihi kentten emekliliğe karar verdiğimde ayrılmak oldukça zor gelecek. Bu kentte, artık girip çıkmadığım sokak, gitmediğim mahalle kalmadı.

Cunda’sı, Altınova’sı, tarihi kent sokakları, Küçükköy’ü, Sarımsaklı’sı, Badavut’u hemen her karışı ezberimde. Yüzlerce insan tanıdım, iyi dostlar edindim, fırsat buldukça o insanları ziyaret ediyorum, sohbet ediyorum, çaylarını kahvelerini içiyorum. Bu bölgeyi tanıtan çok sayıda yazılar kaleme aldım, almaya da devam ediyorum. Yıllardır yazıyorum, kamp yazıları, gezi yazıları, bölgenin tarihini anlatan yazılar.

Bu hafta da çok popüler olmayan ama birçok güzelliği bir arada barındıran Altınova’dan, Altınova’nın 134 yıllık taş fırınından, 88 yaşındaki fırıncı Osman Kadayıfçı’dan söz etmek  istiyorum.

2014 yerel seçimleriyle yürürlüğe giren Bütünşehir yasasının ardından Ayvalık Belediyesi’nin bir mahallesi konumuna düşen Altınova, yine de özgün yaşam tarzını koruyabilmiş. Daha çok Ayvalık’ın Sarımsaklı’daki kumsalları bilinir. Ancak bu bölge de 13 kilometre uzunluğundaki eşsiz kumsalı ve bol oksijenli havasıyla bir gün gerçekten hak ettiği ilgiyi görecek diye düşünüyorum.

Ayvalık’ta daha çok Sarımsaklı-Badavut plajını tercih ediyorum, tertemiz denizinden, altın sarısı kumsallarından çok büyük keyif alıyorum. Arada bir de Altınova’daki Kum Adası’nda yüzüyorum. Ayvalık’ın denizi kadar soğuk değil, aşırı yaz sıcaklarında insanı rahatlatacak kadar serin, devamlı esen rüzgar yaz sıcaklığında klima işlevi görüyor.

Altınova’ya yolumuz düştüğünde veya günümüzü Pırlanta Plajı’nda geçirmek istediğimizde Osman Amca’ya uğramadan geçmiyoruz. Yüz otuz dört yıl önce babasının işlettiği, bacası tüten, ateşi hiç sönmeyen fırının sahibi 1936 doğumlu Osman Kadayıfçı’yı yolu Altınova’ya düşen hemen herkes bilir, tanır. Osman Amca’nın ekmeklerinin lezzeti damaklarda öyle bir aroma bırakır ki, o tadı unutmak mümkün değil. Bu bölgede yaşayanların simit, benim ise bir İzmirli olarak gevrek dediğim ürününden iki tane yerim, yanına da güzel bir Bergama tulumu eklerim, bayıla bayıla yerim.

İlerleyen yaşına karşın arı gibi çalışan, akşam vaktine kadar işinin başından ayrılmayan Osman Amca baba mesleğini severek yürütüyor. Türkiye’nin dört bir yanına kargo ile ekmek gönderiyor. Altınova'nın en eski, en köklü esnaflarından olan Osman Kadayıfçı on yaşında başladığı fırıncılık yolculuğunda artık ustalaşmış. Gıda mühendisi olan oğlu Ahmet ile yeni yeni ekmek çeşitleri bulmuş, yüz yıllık ekşi maya ile ekmek yapmayı sürdürüyor. Tam buğday ekşi maya köy ekmeğinden, Fransız bageti ve Kafkas ekmeğine, glutensiz ekmekten çavdar ekmeğine kadar 15 çeşit ekmek vitrinde yerini alıyor ve kısa sürede de tükeniyor. Akşam saatlerine kadar müşterisi eksilmeyen Osman Amca’ya bugünlere kadar nasıl geldiğini sordum:

Üç kuşaktır devam eden bir aile işletmesiyiz. Ekmek, fırın benim her şeyim, yaşam kaynağım, dinç olmamın, sağlıklı kalmamın en büyük sırrı. Dedem 93 harbinden sonra Bulgaristan'dan gelip Altınova'ya yerleşen muhacirlerden. Kadayıfçı soyadımız ise dedemin o yıllarda başlattığı kadayıf, helva, lokum ve şekerleme işinden geliyor. Yani kapıda gördüğünüz tarih gerçeği yansıtıyor. Osman Kadayıfçı Taş Fırın Ekmeği'nin temelleri 134 yıl önce atılmış. Benim çocukluğum İkinci Dünya Savaşı yıllarında geçti. O yıllarda Midilli, Almanlar tarafından işgal edilmişti. Kapı ve pencerelerimiz tahtalarla çivilenmişti, 7-8 yaşlarında olmama karşın atılan top sesleriyle camlarımızın titrediğini hatırlarım. Geceleri ışıklar karartılırdı. Ekmek sıkıntısı yaşanmıştı. Savaş zamanında savaşa girmesek de açlık çekenler, zorluk yaşayanlar olmuştu.”

Osman Amca, fırıncılığı üçüncü kuşaktan oğluna bırakmış ama yukarıda da yazdığım gibi işinin başından ayrılmıyor, satış yapıyor, müşteriler ile sohbet ediyor, geçmiş günleri yad ediyor. Dünü, bugünü ve geçmişi o kadar net hatırlıyor ki, hatıraları günü güne anlatmayı seviyor. Osman Amca, “Taş fırınımızda artık işleri oğlum Ahmet üstlendi. Gıda mühendisliği diploması var. Fırındaki çok çeşitli ekmeklerin önemli bir bölümü onun eseri. 15 farklı çeşit ekmek yaparız. Glutensiz, zeytinli, ekşi maya, Alman ekmeği, beyaz ekmek, simit, kurabiye, tam tahıl ekmeği, zeytinli ekmek, sarı buğday ekmeği, ekşi maya taş sepet uzun ve yuvarlak, siyez-kavılca-karakılçık-dinkel ve Alman tahılı. Hemen her gün aksatmadan beş yüze yakın ekmek çıkarılır bu fırında, akşam saatlerinde çoğu biter” diyor.

Haftanın yedi günü işinin başında olduğunu, sağlığı el verdiği sürece de olmaya devam edeceğini belirten Osman Amca, pazar günleri de çalışıyor. Ben buradan hatırlatayım, Çanakkale istikametine gidiyorsanız veya Körfez bölgesinde tatil yapmayı planlıyorsanız, Altınova’ya biraz zaman ayırın, Osman Amca’ya uğrayın, hangi çeşidi arzu ediyorsanız mutlaka satın alın, tadına bayılacaksınız, dönüşte tekrar Altınova’ya uğrayıp evinize ekmek götüreceksiniz benden söylemesi. Afiyet olsun.