Antik Çağ’dan bu yana tarih boyunca çok kültürlü bir yapıya sahip olan Ayvalık, Küratör Necdet Bezmen ile Ayvalık Ayazması Derneği iş birliğinde açılan ve Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin tarafından desteklenen ‘Anadolu Uygarlıkları Sergisi’ sayesinde kültür turizmine de kapılarını açtı. Ayşe Mina Esen Koleksiyonu’na ait her biri muhteşem 619 esere ev sahipliği yapan sergi yerli ve yabancı çok sayıda sanatseverin ilgi odağı oluyor.

Küratör, Yazar Necdet Bezmen son yirmi yıldır yaşadığı Ayvalık’ta, hayatı boyunca çok etkilendiği Anadolu Uygarlıklarıyla ilgili bir müze açma hayalini kuruyordu. Bu konuda pek çok kez girişimlerde bulunan Necdet Bezmen’in bu hayaline Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ve Ayvalık Ayazması Derneği sahip çıktı.

Uzun yıllar zeytinyağı fabrikası olarak kullanıldıktan sonra, önemli bir sanayi dönüşüm projesi olarak Ayvalık Belediyesi tarafından sosyal merkez haline getirilen Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde açılan Anadolu Uygarlıkları Sergisi, Ayşe Mina Esen Koleksiyonuna ait 619 eşsiz esere ev sahipliği yapıyor. Komşu adalardan özellikle yeme içme mekanları ve rengarenk pazarlarıyla ilgi gören Ayvalık artık Yunan dostlarını kültür alışverişi için de ağırlıyor. 

Ayvalık ve çevresindeki ilk arkeoloji sergisi olma özelliğini taşıyan mekânın daha da zenginleşebilmesi için Avrupa Birliği Kültür programları, UNESCO ve Amerika’ya ait fonların desteklerine başvurulduğunu belirten yetkililer bu girişimlerinden olumlu sonuçlar beklediklerini de belirtiyorlar.

Serginin kuruluş öyküsünü Necdet Bezmen’den dinleyelim

Çocukluk yıllarımda içimdeki heyecanın peşinden koşarken başlayan arkeoloji tutkum Avrupa'ya uzanan ve Amerika'da devam eden eğitim hayatım boyunca değişik kültürlerden beslendi. Henüz 12 yaşındayken İsviçre'deki eğitimim sırasında öğretmenimizin götürdüğü bir müzede başladı her şey benim için. 15 yaşında İsviçreli arkadaşımın evinde ilk kaldığım zaman geceleri uyku tutmazdı. Babasının Hindistan kökenli tarihi eser koleksiyonu eve bahçeye sığmıyordu. Bu Zürih Gölü’nün kenarındaki koleksiyonun ileride benim ilham kaynağım olacağını henüz farkında değildim o günlerde. Ben sordukça anlatıyordu babası. Şaşkınlığımı yenmem seneler aldı. Amerika’daki özel koleksiyonlar hep ilgimi çekmeye devam etti ve koleksiyoner olma hayalim ve sonrada müze kurma hedefi haline dönüştü.

Batıda ve Türkiye’de tekrar tekrar gittiğim müzelerde devamlı esreleri etiketleri ile resimleyerek bir arşiv oluşturmaya başladım. İlgi alanım her zaman Anadolu Uygarlıkları oldu. Anadolu kökenli eserler benim için Mezopotamya, Mısır, Roma ve Helenistik eserlerin gölgesinde kalıyordu.1980'lerde, ufkumu genişleten Batı dünyasından İstanbul'a geri döndüğümde memleketimdeki başka merakların peşine düşmenin artık tam sırasıydı. Yüzümü döndüğüm ilk yer Anadolu oldu. İstilalar yaşamış, büyük uygarlıkların merkezi olmuş, kimi zaman da kendini kapayıp sırlarını karanlıklara gizlemiş Anadolu’yu keşfetmeye işte o dönemde başladım. Tarihin ve sanatın inceliklerine şahit oldum; insanı kendine çeken büyüsüne kapıldım. Anadolu’nun en güzel iklimlerinden olan Ayvalık ve Cunda, bu müze ve içindeki değerli eserlerle birlikte sahip olduğu tılsımı daha da güzel ifade eder hale geliyor şimdi. Doğal dokusu ve eşsiz insan mozaiğiyle dünyanın dikkatini çeken bu topraklarşimdi de sergi alanındaki eserlerle tarihi değerini gözler önüne sunuyor. Bir merak yolcusu olarak buluştuğum Ayvalık, artık benim için bir imza. Sevginin, saygının, evrensel değerlerin, huzurun ve aydınlık yarınların simgesi. Toprak altında saklı duran, ancak zamanla gün yüzüne çıkan bu muhteşem tarihi doku, korunarak yaşayacağı mekânını buluyor ve eşsiz eserler meraklılarıyla buluşuyor artık. Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Ayazması Derneği, İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Kültür Bakanlığı izin ve destekleriyle Ayvalık Kırlangıç Fabrikası alanında bir müze alt yapısıyla açılan Anadolu Uygarlıkları Sergisi bir yılda ve 150 bin dolarlık bir yatırımla gerçekleşti. 

Ayvalık için önemli bir değer

Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, müzede 619 eserin sergilendiğini ve uzun süreli bir çalışmanın sonucunda koleksiyonun ortaya çıktığını söyledi. Ayvalıkta Yeni bir kültürel alanı daha yaşama geçirdiklerini hatırlatan Başkan Ergin, “Turizm, doğa, zeytinyağı ve gastronomi kültürünün yanında kentimize ve gelecek kuşaklara bir kültürel miras emanet edeceğiz. Ayvalık,  müzeler kenti olarak da bilinecek, tanınacak. Müzede Anadolu’nun değişik yerlerine ait Kalkolitik Çağ’dan günümüze kadar tarihlenen eserler sergileniyor. Koleksiyonda pişmiş toprak, gümüş, bronz, demir, kemik, cam günlük kullanım ve süs eşyaları ile mermerden yontu eserler yer alıyor. Kalkolitik çağ, tunç çağları, demir çağı, arkaik dönem, klasik dönem, hellenistik dönem, Roma imparatorluklarına ait eserlerin yanı sıra Anadolu’da demir çağın en önemli uygarlıklarından Urartulara ait eşsiz eserler Müzede yer alıyor. Anadolu’da yaşamış insanların binlerce yıllık tarihini ortaya koyan eserleri bir araya toplayan Müzemiz Ayvalık için çok önemli bir değer olacak” dedi.

Kırlangıç Yaşam Merkezi'ndeki Ayvalık Anadolu Uygarlıkları Müzesi pazartesi hariç her gün 10.00-17.00 saatleri arasında sanatseverler tarafından gezilebilir.

257 tanesi pişmiş toprak, 198'u bronz, 100'ü cam, 33'ü mermer, 9'u taş, 10'u kurşun, 7'si gümüş, 3'ü kemik ve 2'si demirden yapılmış, Kalkolitik Çağdan Bizans’a (MÖ 5500-MS 1453) uzanan tarihsel geçmişe sahip, Hellen, Roma, Hitit ve Urartu gibi uygarlıklara ait eserler ziyaretçilerini bekliyor.

08E8A368 A89F 4D51 Af21 273D650D910AB3A6F02F 57D7 4B3B 985C 17C8B1108846562A50Df 5338 4Ce6 8054 8988C2422D24C0Ab012C A1A0 407D A618 Cfd6Babebe130E8808B4 2230 452F B847 974Dbb45E16B