Geli veya kurumlar vergisi mükellefi olup bilanço usulüne göre defter tutan mükellefler 2024 yılı ikinci geçici vergi döneminde enflasyon muhasebesi uygulaması kapsamında olacaklardır.

Ancak, enflasyon muhasebesi uygulaması kapsamında olan herkesim yapılacak olan enflasyon düzeltmesine karşı çıkmaktadır.

Enflasyon düzeltmesi, içinde bulunduğumuz yıldan önceki yıllarda satın alınmış ve ülkedeki enflasyon nedeniyle güncel değerini yitirmiş kıymetlerin (varlıklar, kaynaklar) içinde bulunulan dönemde gerçek değerine ulaşması için yapılan güncelleme işlemidir. Böylece işletmelerin finansal tablolarının daha gerçeği yansıtır hale gelmesi amaçlanmaktadır.

Enflasyon muhasebesi ise enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan farkların kapsamlı bir şekilde hesaplanması, sınıflandırılması, kaydedilmesi ve raporlanması işlemidir.

İşletmelerdeki varlıklardan parasal olanlar enflasyon düzeltmesine tabi olmayacak, parasal olmayan varlıklar enflasyon düzeltmesine tabi olacaklardır.

Parasal ve parasal olmayan kıymetlerini aşağıdaki gibi tanımlayıp, örneklendirebiliriz:  

Parasal Kıymetler; Ulusal para değerindeki değişmeler karşısında nominal değerleri aynı kalan ancak satın alma güçleri fiyat hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetlerdir.” (Kasa hesabı ya da bankadaki paralar, alıcılar, satıcılar, krediler gibi.)

Parasal Olmayan Kıymetler; Ulusal para değerindeki değişmelere rağmen satın alma güçleri değişmeyen kıymetlerdir.” (işletmenin stokları, arsa ve araziler ya da demirbaşlar, mali duran varlıklar, yapılmakta olan yatırımlar, yıllara sari işler, amortismanlar, öz sermaye kalemleri v.b.)

Enflasyon muhasebesi uygulamasının işletmelere iki yönden etkisi vardır.

Birinci olarak son yıllarda yaşadığımız yüksek enflasyon nedeniyle şirket bilançolarındaki varlıklar ve kaynaklar gerçeği yansıtmaktan uzak hale geldiğinden,  uygulanacak düzeltme sonucu işletmelerin varlık ve kaynakları gerçek değerleri ile görünecektir.

Bu bağlamda, şirket sahipleri şirketlerinin gerçek değerini görecekler ve ayaklarını da ona göre uzatacaklardır. Buna paralel olarak da şu dönemde kredi temininde çok güçlük çeken şirketler biraz daha rahat kredilere ulaşacaklardır.

İşin diğer yönü vergisel olup tartışma konusu da burada odaklanmaktadır.

Zira, aktif varlıkları güçlü olan şirketlerin yapacakları enflasyon düzeltmesi sonucu vergiye tabi karları çıkabilecektir.

Örneğin, bir şirket kaynaklarının büyük kısmını kredilerle sağlamış, ileri de satmak için inşaat veya üretim tesisi için yatırım yapmakta olsa veya henüz ne kadarını satacağı belli olmayan mal satın almış olsa, geleceğe yönelik bu yatırımları için enflasyon düzelmesi sonucunda karı doğacaktır. Vergi ödeyecektir.

Öte yandan sermaye yapısı güçlü bir şirket ise öz kaynaklarını enflasyon düzeltmesine tabi tuttuğunda  ise büyük ölçüde fiktif zararı oluşacağından, oluşan bu fiktif zarara karşın düzeltme sonucu oluşacak karlarının düşük çıkması durumunda kar ve zarar farkları sonucunda vergiye tabi karı oluşmayacaktır.

Eğer bir de enflasyon muhasebesinin uygulanacağı öngörülüp sermaye artışına gidilmişse şirketin zararı daha yüksek çıkacaktır.

Bu arada enflasyon muhasebesi uygulaması gereken mükellefler geçici vergi beyannamesinin verilmesinin son günü olan 27 Ağustos tarihine kadar Hazine ve Maliye Bakanlığından enflasyon muhasebesinin uygulanmayacağına ilişkin haber beklemektedirler.

Konuyla ilgili çarpıcı bir örnek: Eğer erteleme olmazsa bir arkadaşımın mali müşavirliğini yaptığı ve gayri faal olan bir şirkette olduğu gibi o şirket sadece geçmiş yılları zararı nedeniyle vergi ödeme durumuyla karşı karşıya kalacaktır.