Evet, düşer. Ülkemizde maalesef çoğu kişinin çalıştıkça emekli maaşı düşmektedir. Bunun temel nedeni aylık bağlama oranın düşmesidir.

1999 yılına kadar olan çalışmalarda %70 olan aylık bağlama oranı 1999- 2008 yılları arası %60’a ve 01.10.2008 sonrası çalışanlar için aylık bağlama oranı %50’ye düşmüştür.

Yani, 01.10.2008 sonrası 25 yıl çalışanlar için sigorta primine esas kazancının %50’si oranında emekli aylığı oluşmaktadır. Bir de yıllık büyüme oranının da dikkate alınması gerekmektedir.

17.04.2008 tarih, 5754 sayılı Kanun’un yayımından itibaren aylık bağlama oranı, sigortalının malulluk, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanmaya başlamıştır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemeyecektir. Böylece mevcut  düzenlemeyle aylık bağlama oranı düşürülmüştür. % 90 olan üst sınırı yakalayabilmek için 45 yıl fiili çalışma gerekeceğinden (her yıl için % 2) tavan sınırlaması sigortalıların emekli aylıklarını çok fazla etkilemeyecektir.

Hizmet akdine göre çalışan sigortalıların emekli aylığına hak kazanabilmeleri için 7200 gün prim ödenmiş olması gerekmektedir. Bu bağlamda, asgari ücretle çalışan ve 7200 günden emekli olan bir sigortalı emekli olduğunda asgari ücretin % 40’ı kadar emekli aylığı alacaktır.

Bu bağlamda emekli aylığının düşmemesi için bir çalışanın prime esas aylık kazancının asgari ücretin 3 katı üzerinde olması gerekir ki, bu da bugün itibariyle  17.002,00 TL. olan asgari ücretin 3 katı olan 51.006,00 TL.’dir.

Ülkemizdeki çalışanların %60’ının asgari ücret düzeyinde çalıştığı dikkate alındığında bugün emekli olan bir kişinin kök aylığının10.000,00 TL.’nin altında olacağı aşikardır.

2008 sonrası ilk defa Emekli Sandığı’na tabi olan memurların emekli aylıkları da SSK statüsünde çalışanlar gibi hesaplanmaktadır.

Bu durumda asgari ücrete yakın seviyede aylık alanların prim gün ve yaş haddini doldurduktan sonra kayıt içi çalışmalarını beklemek safdillik olmaz mı?