Anadolu'da kullanılan "Tırşikçi" terimi, geleneksel bir yemek olan "Tırşik" ten türemiş olmasına rağmen, güç odaklarına yanaşan, yağcı ve yalaka kişileri tanımlamak içinde kullanılır.

Terim, ağalar ve feodal beylerin taraftarlarına atfedilen ve onların desteğini arayan kişilere verilen ad olarak biliniyor.  "Tırşik", et, soğan, domates, patlıcan ve biberin ana malzemesi olduğu, Anadolu'da mutfak kültürünün geleneksel yemeklerinden biridir. Ancak "Tırşikçi" terimi, bu yemeğin sevenlerini tanımlamak yerine, bambaşka bir sosyal olguyu işaret ediyor. Bu terim, özellikle Anadolu’da, siyasal tercihlerini güç odaklarından yana kullanan ya da güçlü kişilere yağcılık ve yalakalık yapan bireyler için kullanılmaktadır.

Tarihsel olarak ağalar ve feodal beylerin, yanlarında bulunan ve kendilerine destek olan kişilere "Tırşik" yemeği sunarmış. Bu durum, zamanla ağa ve beylerin sürekli yanında bulunarak onların desteğini ve yemeğini bekleyen kişilere "Tırşikçi" denmesine yol açmış. Bu kişiler, ağaların kapısında sürekli tırşik yemeği bekleyen ve onların taraftarı olan kimseler olarak tanımlanırmış.

Bu terimin kullanılması, toplum içinde belli bir eleştiriyi de beraberinde getiriyor. Güç odaklarının yanında yer alarak kendi çıkarlarını güvence altına almaya çalışan kişilerin, toplum tarafından nasıl görüldüğünü ve bu durumun toplumsal bir eleştiri konusu olduğunu gösteriyor. Bu terim, sosyal ve siyasal eleştirilerin yanı sıra, güç odaklarına yanaşmanın ve onların desteğini aramanın toplum içindeki algısını da yansıtıyor. Genelde toplumdan dışlanan yalaka aylak haysiyet yoksunu kişiler olarak algılanıyorlar. Kısacası menfaati için her şeyi yapan onursuz birey sınıflaması gibi tanımlanıyor.

Ülkemizde son 20 yılda çokça görmeye başladığımız tiplerdir bu “tırşikçi”ler. Nerede çıkar, para, ihale varsa bunlar oradalar, nerede menfaat varsa oradalar, nerede beleş varsa oradalar. Oportünist için bence gayet şahane bir Türkçe karşılık desem de tam anlamıyla değildir. Elitistlik sınıfına ulaşmış “tırşikçi”lere, oportünist dersek belki o zaman doğru olabilir. Şimdi çevrenize bakın ilke, ideal, şeref, haysiyet, onur, etik değer, idealizim ideoloji gibi insan da olmazsa olmaz şeyler nasıl da kayboldu da tırşikçiler bu kadar ülke sattına yayıldı.

O Turgut Özal’ın yatacak yeri yok diyordu bir abimiz. “Benim Memurum işini bilir” dediği günden bu yana tırşikçiler egemen toplum olduk. İdeoloji gitmiş yerine tırşikoloji gelmişti. Kim üst siyasiye yakın ve yalaka ise mevki konum ona ait bir hal alıyor oldu. Yetmez kim çorbayı parsayı paketi indiriyorsa mevki makam sahibi o olabiliyordu.

Bu toplumun bozulmaya müsait olduğu bir gerçeği de göz ardı etmek lazım. Kolay olmadı, Mustafa Kemal’in kurtuluş savaşı destanını yazması. O kadar tırşikoloji uzmanı o kadar iş birlikçi namussuza rağmen savaşı kazanarak Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Gazi Paşa asla tırşikçilere pirim vermezdi de sevmezdi de!

Siyonistlerin üstatları bas bas bağırıyor; “Ülkenizdeki bütün tarikat ve cemaatleri biz kurduk biz besledik” demesine rağmen tırşikoloji uzmanları şakşakçılık yapmaya hey hey yapmaya devam ediyordu. Bırakın Siyonistlerle iş birliği içinde olup Siyonistlere sözde küfredenlerin de bir numaralı tırşikçiler olduğunu görüyoruz.

Ha bu arada bazı gazeteciler de tırşikoloji eğitmeni gibi hareket ettiler mi al sana toplum toptan tırşikolojik devinime tabi olmuş oluyor. Gazeteci arkadaşlarımızda magazin forever cıstak cıstak yaşıyor sonra,  “Yer misin yemez misin, yer misin yemez misin” zıkkımlanın lan boğazınızda mutlaka kalacak …   

Ula tırşikçiler hepinizi tanıyoruz. Sizde kendinizi tanıyor ama topluda oportünist davranışlar sergiliyorsunuz. Kiminiz vekillik yapmış-yapıyor olabilir, kiminiz belediye başkanlığı yapmış-yapıyor olabilir kiminiz bürokratlığın en üst tepeleri orta ve alt bölümlerinde olabilir. Ama şunu unutmayın gözümüz üzerinizdedir. Belki şuanda konumunuz, apoletiniz olabilir ama saygınlığınız sadece tırşikçi saygınlığı kadardır. Çünkü siz “tırşikçi” siniz.

Sözümüz Tırşikçilik yapmış ve yapmakta olanlaradır. Zaten tırşikçi değilseniz mal varlıklarınızı açıklarsınız. Helalinden mal sahibi olanlar başımız üstüne yerleri var. Ama diğerleri ile sürekli hesaplaşma hesap sorma hakkımız vatandaş olarak var… Ape heyran…

Bu arada; Sadece Karabağlar Belediye Başkanı mı, seçim kampanyası için mi yasal olmayan yardım toplamış? Diğer belediye başkan adayları babalarının parasını mı harcamışlar? Namuslu başkanlar çıksın kalem kalem reklam harcamalarının nereden nasıl finanse edildiğini yazarak belediye binalarına assınlar. Öyle belediyelerin eski borçlarını binalara asmak delikanlılık değil. Belediyeler hep borçlu olur zaten. Öyle gideni suçlamak değil seçim kampanyanızda harcadığınız reklamları nasıl finansmanını sağladığınızı belediyelerinizin ön camına girişine çıkışına nereye isterseniz asmanız yiğitliktir. Asın alnınızdan öpeyim. Bu sözüm tüm siyasi partileredir.