Durun durun…

Hemen kızmayın..

Bu benim fikrim değil.

Dün, buradan millilik, Türklük dersi vermeye çalıştığım ünlü yazar Ertuğrul Özkök’ün  isteği bu.

Bay Özkök, 9 Ağustos 2012 tarihli Hürriyet gazetesi’ndeki köşesinde, “İstiklal marşı değişsin, Samanyolu istiklal marşımız olsun…” diye yazmış.

 “Milli marşımızı değiştirelim, Samanyolu milli marşımız olsun…”

Bir zamanlar medyanın amiral gemisi olan Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni v e yazarı Ertuğrul Özkök’ün ne cin fikirleri varmış da bizler fark edememişiz.

Atatürk posterleri ve Türk bayrağı altında sahneye çıkmam indirin onları” diyen Yunan sanatçı Despina’yı, “Bu ilçeyi hemen terk et..” diyerek kovan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli’ye “Beceriksiz” diyen milli yazarımız Ertuğrul Özkök’ün, neden böyle davrandığını İzmir’de yetişen en büyük yazarlardan olan  değerli ağabeyim Yaşar Aksoy’un gönderdiği bir yazıyı okuyunca anladım.

Sinirlerinizi çok zorlamamak için yazının tam metnini yayınlamıyorum. Ama birkaç alıntıyı sizlerle paylaşayım:

İstiklal Marşımızı neden beğenmediğini şöyle anlatmış Bay Özkök yazısında:

“Mehmet Âkif gibi büyük bir şairin yazdığı sözler, müziğe uymuyor.
Heceler, yanlış yerlerde kesiliyor.
En önemlisi de millet olarak bu marşı birlikte bir türlü söyleyemiyoruz.”

Duydunuz mu, milyonların haykırarak birlikte söylediği İstiklal marşımızı meğer birlikte söyleyemiyormuşuz.

Bay Özkök, bu kadarla da kalmamış şöyle devam etmiş yazısına:

“Benim için ortaokul ve lisede bayrak töreninde Milli Marşı söylemek ciddi bir sorundu ..Kalabalık yerlerde kameralar bizi çekerken, ağız hareketlerim uymayacak ve rezil olacağım diye korkudan ölüyorum. Bu defa sözleri unutuyorum…”

İstiklal marşımızın sözlerini unutan Bay Özkök’ün  yerine teklif ettiği şey de ezbere bildiğini övünerek söylediği, rahmetli sanatçı Berkant’ın seslendirdiği “Samanyolu” şarkısı.

Bereket, kimse ciddiye almamış tabi Bay Özkök’ün bu cin fikrini.

Bu arada şu ayrıntıyı da yazmadan geçemiyorum.

Malum 2 gün sonra olimpiyatlar başlıyor.

Yazı  da olimpiyat tarihine denk gelmiş, bizim Bay Özkök milli marşları dinlemiş en çok Kazakistan Milli marşını sevmiş.

Anlata anlata bitiremiyor aynı yazıda Kazakistan Milli Marşı’nı .

İşte bu:

Aslında demek istediğini tam da bu cümlelerle ifade ediyor.

İçinde Türk duygusu, Türk övgüsü olan şeyleri sevmiyor bu arkadaş.

Marş dediğin şeyin içinde kadın olacak, aşk olacak ama Ay-yıldız olmayacak, hilal olmayacak.

Bak Bay Özkök, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 12 Mart 1921’de Meclis’te ilk kez  okunun İstiklal Marşımı’zı ayakta saygı ile dinledikten sonra, “Bu marş bizim inkılâbımızı anlatır. İstiklal Marşı'nda, İstiklal Davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim bölümü;

'Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin İstiklal…' demiş.

İstiklal Marşını yazdığı için 500 lira ödül verilen kış günü sırtında bir paltosu bile olmayan Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu parayı fakir fukaraya dağıttıktan sonra,  “İstiklal Marşı'nı milletime hediye ettim. O milletindir, benimle alakası kesilmiştir. Zaten o milletin öz malı ve eseridir…” demiştir.

Sen bu duyguları hala anlayamamışsın…

Şimdi anladınız mı, Bay Özkök’ün neden Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli’ye saldırdığını.

Şimdi anladınız mı neden Yunan’ı tutup Türk’ü haksız çıkardığını.

Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Atatürk ve Türk Bayrağı’na saygısızlık yapan Yunan’ı ilçeden kovmuştu. İyi de yapmıştı.

Ben de, İstiklal Marşımızı beğenmeyen Bay Özkök’e,  diyorum ki;

“Söyleme, senin İstiklal Marşını söylemene kimsenin ihtiyacı yok… Sus yeter…”

İstiklal Marşımız değişsin!

Durun durun… Hemen kızmayın. Bu benim fikrim değil.

Bu, millilik ve Türklük dersi vermeye çalışan ünlü yazar Ertuğrul Özkök’ün isteği. Bay Özkök, 9 Ağustos 2012 tarihli Hürriyet gazetesindeki köşesinde, “İstiklal marşı değişsin, Samanyolu istiklal marşımız olsun…” diye yazmış.

 Evet, yanlış duymadınız: “Milli marşımızı değiştirelim, Samanyolu milli marşımız olsun…” aynen böyle yazmış.

Bir zamanlar medyanın amiral gemisi olan Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Ertuğrul Özkök’ün ne cin fikirleri varmış da bizler fark edememişiz.

Atatürk posterleri ve Türk bayrağı altında sahneye çıkmam indirin onları” diyen Yunan sanatçı Despina’yı, “Bu ilçeyi hemen terk et..” diyerek kovan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli’ye “Beceriksiz” diyen milli yazarımız Ertuğrul Özkök’ün, neden böyle davrandığını İzmir’de yetişen en büyük yazarlardan olan değerli ağabeyim Yaşar Aksoy’un gönderdiği bir yazıyı okuyunca anladım.

Sinirlerinizi çok zorlamamak için yazının tam metnini yayınlamıyorum. Ama birkaç alıntıyı sizlerle paylaşayım:

 İstiklal Marşımızı neden beğenmediğini şöyle anlatmış Bay Özkök yazısında: “Mehmet Âkif gibi büyük bir şairin yazdığı sözler, müziğe uymuyor. Heceler, yanlış yerlerde kesiliyor. En önemlisi de millet olarak bu marşı birlikte bir türlü söyleyemiyoruz.”

Duydunuz mu, milyonların haykırarak birlikte söylediği İstiklal marşımızı meğer birlikte söyleyemiyormuşuz.

Bay Özkök, bu kadarla da kalmamış şöyle devam etmiş yazısına: “Benim için ortaokul ve lisede bayrak töreninde Milli Marşı söylemek ciddi bir sorundu... Kalabalık yerlerde kameralar bizi çekerken, ağız hareketlerim uymayacak ve rezil olacağım diye korkudan ölüyorum. Bu defa sözleri unutuyorum…”

 İstiklal marşımızın sözlerini unutan Bay Özkök’ün yerine teklif ettiği şey de ezbere bildiğini övünerek söylediği, rahmetli sanatçı Berkant’ın seslendirdiği “Samanyolu” şarkısı. Bereket, kimse ciddiye almamış tabi Bay Özkök’ün bu cin fikrini.

Bu arada şu ayrıntıyı da yazmadan geçemiyorum.

Malum 2 gün sonra olimpiyatlar başlıyor. Yazı da olimpiyat tarihine denk gelmiş, bizim Bay Özkök milli marşları dinlemiş en çok Kazakistan Milli marşını sevmiş.

Anlata anlata bitiremiyor aynı yazıda Kazakistan Milli Marşı’nı.

İşte bu: Aslında kalbindekini, beynindekini, anlatmak istediğini tam da bu cümlelerle ifade ediyor. İçinde Türk duygusu, Türk övgüsü olan şeyleri sevmiyor bu arkadaş. Marş dediğin şeyin içinde kadın olacak, aşk olacak ama Ay-yıldız olmayacak, hilal olmayacak.

Bak Bay Özkök, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 12 Mart 1921’de Meclis’te ilk kez okunan İstiklal Marşı’mızı ayakta saygı ile dinledikten sonra, “Bu marş bizim inkılâbımızı anlatıyor. İstiklal Marşı'nda, İstiklal Davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim bölümü; 'Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin İstiklal…' demiş.

Duydun mu ne demiş.

Bir daha yazayım mı?

İstiklal Marşını yazdığı için 500 lira ödül verilen kış günü sırtında bir paltosu bile olmayan Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu parayı fakir fukaraya dağıttıktan sonra, “İstiklal Marşı'nı milletime hediye ettim. O milletindir, benimle alakası kesilmiştir. Zaten o milletin öz malı ve eseridir…” demiş.

Bunu da biliyor musun.

Bir daha yazayım mı?

Sen bu duyguları hala anlayamamışsın…

Haklısın, kimseyi zorlayamayız.

Kimi Türk’ü sever, kimileri Yunan’ı. Özgür ülkedeyiz.

Bu satırları okuyan sevgili okurlarım, şimdi anladınız mı, Bay Özkök’ün neden Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli’ye saldırdığını.

Şimdi anladınız mı neden Yunan’ı tutup Türk’ü haksız çıkardığını.

Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Atatürk ve Türk Bayrağı’na saygısızlık yapan Yunan’ı ilçeden kovmuştu. İyi de yapmıştı.

Ben de, İstiklal Marşımızı beğenmeyen Bay Özkök’e diyorum ki; “Söyleme, senin İstiklal Marşını söylemene kimsenin ihtiyacı yok… Sus yeter…”

GÜNÜN SÖZÜ
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.