Türkiye otomotiv sektörü, son yıllarda elektrikli araçların (EV) hızla artan popülaritesiyle önemli bir dönüşüm yaşıyor.

2025 yılı itibarıyla, elektrikli araçların toplam araç satışlarındaki payı %11'e ulaşarak, bu alandaki büyümenin ne denli hızlı olduğunu gösteriyor.

Ocak 2025'te Türkiye'de toplam 68.654 araç satıldı. Bunların 6.225 adedi elektrikli araçlardan oluşuyor, bu da elektrikli araçların toplam satışlardaki payının %11,1 olduğunu gösteriyor. Bu oran, bir önceki yılın aynı dönemine göre %56,7'lik bir artışı temsil ediyor.

Elektrikli araç pazarında yerli üretim TOGG T10X, 1.570 adetlik satışla lider konumda. Onu, 494 adetle Çinli üretici BYD'nin Atto 3 modeli ve 408 adetle KGM Torres EVX takip ediyor. Bu veriler, tüketicilerin yerli üretime olan güvenini ve yeni markalara olan ilgisini gösteriyor.

Toplam elektrikli araç sayısı ve şarj altyapısı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) verilerine göre, Ocak 2025 sonu itibarıyla Türkiye'de toplam elektrikli araç sayısı 198.002'ye ulaştı. Bu, Aralık 2024'teki 183.513 araçlık sayıya göre önemli bir artışı ifade ediyor. Şarj altyapısı da bu büyümeye paralel olarak gelişiyor; toplam şarj soketi sayısı 26.941'e ulaşmış durumda.

Gelecek beklentileri ve yatırımlar

Türkiye, 2030 yılına kadar elektrikli araç sayısını 1,5 milyona çıkarmayı hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda, şarj altyapısının da 180.000'in üzerine çıkarılması planlanıyor. Ayrıca, Çinli üretici BYD'nin Manisa'da yıllık 150.000 araç kapasiteli bir fabrika kurma planı, Türkiye'nin elektrikli araç üretiminde bölgesel bir merkez olma hedefini destekliyor.

Tüketici alışkanlıkları ve değişim

Tüketicilerin elektrikli araçlara bakış açısı da hızla değişiyor. Artık birçok kullanıcı sessiz sürüş, düşük yakıt maliyeti ve çevreye olan duyarlılık gibi avantajları göz önünde bulundurarak EV’leri tercih ediyor. Bunun yanında, otomobil firmaları da içten yanmalı motorlara veda etmeye hazırlanıyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde birçok marka sadece elektrikli üretim planları açıklıyor.

Elektrikli araçların Türkiye'deki yükselişi, çevre dostu ulaşım çözümlerine olan ilginin arttığını ve otomotiv sektörünün bu yeni trende hızla adapte olduğunu gösteriyor. Devlet teşvikleri, yerli üretim hamleleri ve altyapı yatırımlarıyla desteklenen bu dönüşüm, Türkiye'yi elektrikli araçlar konusunda bölgesel bir lider haline getirme potansiyeline sahip. Bu sadece teknolojik bir gelişme değil; aynı zamanda bir zihniyet dönüşümünün de başlangıcı.