Son yıllarda İzmir, hızla büyüyen nüfusu ve gelişen şehirleşme projeleriyle büyük bir dönüşüm geçiriyor. Ancak bu dönüşümün en büyük mağdurlarından biri gençler oluyor.

Plansız kentleşme, her geçen gün gençlerin spor yapabileceği alanları biraz daha daraltıyor. Yeşil alanlar azalıyor, boş araziler imara açılıyor ve belki de en vahimi, okul bahçeleri otoparklara dönüştürülerek spor yapma imkânı tamamen ortadan kaldırılıyor.

Peki, gençler için spor neden bu kadar önemli? Ve bu alanlar kaybolduğunda bunun bedelini kim, nasıl ödüyor?

Spor, gençlerin geleceğine yatırımdır

Spor, yalnızca bedensel sağlık için değil, aynı zamanda zihinsel ve sosyal gelişim açısından da büyük bir önem taşır. Genç yaşta düzenli spor yapan bireyler, hem fiziksel olarak daha sağlıklı olur hem de disiplin, takım çalışması, özgüven ve hedef koyma gibi hayati becerileri kazanır. Spor, aynı zamanda sokakta geçirilen tehlikeli vakitlerin önüne geçerek madde bağımlılığı, suç eğilimi gibi riskleri de azaltır.

Ancak spor yapabilmek için uygun alanlar gereklidir. Bir genç, basketbol veya futbol oynayacak bir sahaya ulaşamıyorsa, bisiklet sürecek güvenli bir parkuru yoksa ya da koşabilecek bir yeşil alan bulamıyorsa, spor alışkanlığı geliştirmesi neredeyse imkânsız hale gelir. İzmir’de, özellikle merkez ilçelerde, gençlerin spor yapabileceği alanların hızla azaldığı açıkça görülüyor.

Otoparka dönüşen okul bahçeleri ve betonlaşan şehir

Geçmişte okul bahçeleri, ders aralarında ya da okul çıkışlarında öğrencilerin spor yapabilecekleri en önemli alanlardan biriydi. Ancak bugün birçok okulun bahçesi, yeterli alan olmadığı için velilerin araçlarını park ettiği bir otopark haline gelmiş durumda. Bu durum sadece spor alanlarını ortadan kaldırmakla kalmıyor, aynı zamanda okul çevresindeki trafik yoğunluğunu ve kaza riskini de artırıyor.

Öte yandan, belediyelerin ve yerel yönetimlerin spor alanlarını korumak yerine yeni imar projelerine öncelik vermesi, gençleri beton bloklar arasında sıkışmış bir hayatın içine mahkûm ediyor. Yeni yapılan konut projelerinde spor tesislerine ya hiç yer ayrılmıyor ya da çok sınırlı bir şekilde düşünülüyor. Bu da gençlerin spor yapabilmesi için özel tesislere yönelmesine sebep oluyor ki bu tesislerin çoğu herkesin ulaşabileceği kadar ekonomik değil.

Gençler spordan uzaklaşınca ne oluyor?

Gençlerin spor yapma imkânlarının azalması, onları dijital bağımlılığa, hareketsizliğe ve sağlıksız bir yaşama sürüklüyor. Bilimsel araştırmalar, hareketsiz bir yaşam tarzının gençlerde obezite, kalp hastalıkları ve ruhsal sorunlara yol açabileceğini gösteriyor. Özellikle depresyon ve kaygı bozukluklarının arttığı bir dönemde, sporun gençler üzerindeki olumlu etkisi göz ardı edilemez.

Ayrıca, spordan uzaklaşan gençler, zamanlarını sosyal medyada ya da bilgisayar başında geçirerek sosyalleşme becerilerini kaybediyor. Oysa spor, bir arada olmayı, takım ruhunu ve paylaşımı öğretir. Bir mahalle sahasında oynanan futbol maçı, çocukları ve gençleri bir araya getirirken, aynı zamanda aidiyet duygusu kazanmalarına da yardımcı olur. Ancak bu sahalar birer birer yok oldukça, gençler kendi içlerine kapanıyor.

Çözüm ne olmalı?

İzmir’de gençlerin spor yapabilmesi için radikal adımlar atılması gerekiyor. İşte bazı öneriler:

1. Okul bahçeleri tekrar gençlerin olmalı: Otopark olarak kullanılan okul bahçeleri yeniden düzenlenerek spor alanlarına çevrilmeli ve okul saatleri dışında da halka açılmalı.

2. Mahalle spor alanları artırılmalı: Belediyeler, her mahallede en az bir tane spor sahası ya da açık hava spor alanı oluşturmalı.

3. Mevcut spor tesisleri ücretsiz hale getirilmeli: Belediye ve devlet tarafından yapılan spor tesisleri, gençler için ekonomik erişilebilir olmalı.

4. Yeni konut projelerinde spor alanları zorunlu hale getirilmeli: İnşaat firmaları, projelerinde belirli bir yüzdeyi spor alanlarına ayırmak zorunda olmalı.

5. Bisiklet yolları artırılmalı: Gençlerin güvenli bir şekilde bisiklet sürebileceği alanlar genişletilmeli.

İzmir gibi dinamik ve genç nüfusu fazla olan bir şehirde spor alanlarının azalması, uzun vadede ciddi sosyal ve sağlık problemlerine yol açabilir. Kentleşme elbette kaçınılmazdır, ancak bu kentleşme sürecinde gençlerin spor yapabileceği alanların göz ardı edilmesi büyük bir hatadır.

Eğer gerçekten sağlıklı bir nesil yetiştirmek istiyorsak, gençlerin spor yapabileceği alanları korumalı ve yeni nesiller için daha fazla imkan yaratmalıyız. Unutmayalım ki, bugün onların spora erişimini engellersek, yarın sağlıksız ve hareketsiz bir toplumun yükünü hep birlikte taşımak zorunda kalacağız.