Bugün eski bir öğrencim bir video göndermiş. Bir köpek yavrusuna eliyle su içiren bir adam. Ne kadar küçük bir detay olarak girecek anılarımıza. Artık mendil satana yara bandı satana bakmıyorlar bile.

Hayvanları kısırlaştırmak yerine uyutmayı düşünüyorlar üstelik savaş çanları çalarken dünyada. Savaş olsa herkes marketlere hücum edecek, çünkü hepimiz yavaş yavaş ’benci ‘ olduk. Kim gerçekten iyi kim kötü bilmiyoruz. Ama kötü olan bir şey var ki birbirimize olan sevgi ve saygımızı kaybettik. Kimse kimsenin acısını anlamıyor anlamak istemiyor üzülmüyor. O güçlü birliktelik duygumuz nerde? Bölündükçe bölündük ufaldık sonunda tek başımıza kalacağız. Artık Çanakkale savaşını kazananların torunları değiliz, sanki zamanın aralığında kayboldu güzelliklerimiz. Ne birbirimize, ne doğaya ne de diğer canlılara bağlılığımız kalmadı. Yeşili yok ediyoruz. Mangal yapıyor cam atıyor yer açmak için yeşili bile yakıyoruz. Dünya çölleştikçe susuz ve havasız kaldıkça bir avuç insandan başkasının umurunda değil dünya. 
Hele bir de ‘Küresel ısınma’ gibi ekolojik sorunlar baş göstermeye başladıkça bilim insanları ve bazı şirketler ekolojik çözümler üretmek için çalışmalar yürütüyorlar. Ama çoğundan kimsenin haberi yok. Filanca artistin yeni kıyafet tarzı ya da boşanmak isteyen karısını kaynatasını, kayınvalidesini sokakta pompalıyla öldürenler daha cazip geliyor. “Okuma, öğrenme, mutlu yaşa” prensibiyle yaşayanlar oldukça dünyayı kurtarmakla pek ilgilenecek gibi de görünmüyoruz. 
Birçok ekolojik sorunun en büyük kaynaklarından olan plastik okyanuslara, hayvanlara ve insanlara önemli zararlar veriyor. Son araştırmalar, yenilebilir deniz tuzunun % 90'ının mikro plastik parçacıklar içerdiğini gösteriyor. Bu da demek oluyor ki insanlar günlük hayatlarında yemek yerken plastik tüketiyor. Bu durumu göz önünde bulunduran bilim insanları, çeşitli hastalıkları ve çevre kirliliğini önlemek için deniz yosunundan üretilmiş yenilebilir plastik üretiminin nasıl yapılabileceğini keşfettiler. Bunun hem hayvanlar hem de insanlar için güvenilir olduğu söyleniyor. Hali hazırda Endonezya'da bu tür plastik üretimi yapan iki şirket bulunuyor. Bardaktan, pipet ve poşet dahil pek çok plastik ürünü bu yöntemle üretiyorlar. Ne üretirlerse üretsinler sabah işe giderken bizimkiler hala o ünlü kahvecinin plastik fincanlarından kahve içip kaliteli ve paralı olduklarını göstermeye çalışacaklar afili afili dolaşırken.
Dünya sistematik güç kaynağı olmayan yerlere pet şişelerden ‘liter Of ite’ adı verilen aydınlatma yaparken biz elektrik ücretinden yakınıp aynalı köşk gibi ışıkları yakıyoruz Millet ambalajsız ürünlerle kirlenmeye çare bulurken plastik ambalajlarımız ya da şişirilmiş çocuk tuzakları yiyeceklerin zararlı poşetleri ve zararlı içecekleri ile mutlu ve mesuduz 
Kömüre dönüştürülen insan dışkısı ile uğraşırlarken biz kendi dışkımızı denizlere sulara dökmeye devam ediyoruz. Biz bahçemizin atığını komşunun bahçesine ya da boş sahalara döküp çevreyi kendimiz için temizlediğimizi sanırken bahçelerde organik atıkları biyogaza dönüştüren cihaz peşindeler bununla yemek pişiriyorlar.
Dünya salınan karbon gazlarla savaşırken ormanlardaki ağaçları odun yapıp gizli gizli yakıp keyif alırken dumansız soba ve barbekü icat edip dünyayı korumaya çalışanlar var.
Belki şapkayı çoktan önümüze koyup düşünme zamanı geçti de geçiyor ama eğitim güçlenmedikçe bu çok mümkün görünmüyor. Ne demişler ‘Resim her ne kadar zengin ya da renkli olursa olsun, düz insanlar etraflarındaki dünyanın sadece kesit alanını görebilirler.’