Dünya tarihi, farklı amaçlar için yapılan birbirinden ilginç protestolarla dolu.
Artık beni hiçbir şey şaşırtmaz denen noktada şaşırtan olaylar bence en yaratıcı protestoları da doğuran bir yaratıcı güç oluyor. Amacına ulaşabilmesi tabii önemli, değişimi getirebiliyorsa ne mutlu ama geriye kayıpların da acısı kalabilir.
Protesto sözcüğü Latinceden eski Fransızca yoluyla girmiş. Anlamı daha çok "açıkça ilan etmek, tanıklık etmek" şeklinde. Batıda hukuk dilinde masumiyetini ilan etmek anlamında kullanılıyormuş. Bornova Belediye Başkanı’nın Ömer Ekşi' nin Türkiye gündemine tepki olarak üniversite diplomasını yakması da bence oldukça güzel ve unutulmaz protestolardan biri oldu.
Dünya tarihinden akıllarda kalan protesto örnekleri:
Çiçek süngüde
Vietnam Savaşı ABD'nin belki de en büyük hezimeti. Savaş, 1960'larda birçok protestoya ilham kaynağı oldu.
Bu gösterilerin en çarpıcı görüntülerinden biri, 17 Nisan 1965'te Washington'daki yürüyüşte, askeri muhafızların süngüsüne çiçek takan bir gencin fotoğrafıydı.
Basit, ama güçlü bir mesaj veren bu örnek, 1970'te düzenlenen gösterilerde de tekrarlandı.
1970 Mayıs'ında Ohio'daki üniversite öğrencilerinin eylemi sırasında ölen dört öğrenciden Allison Krause'un, bir önceki gün namluya çiçek takanlardan olması, gösteriye ayrı bir anlam kazandırdı.
Kralın atının önüne atlayan kadın
Kadınların oy kullanma hakkını elde etmek için verdikleri mücadele, birçok Avrupa ülkesinde açlık grevlerine, kendini parmaklıklara zincirlemeye, posta kutularındaki mektupları ve sutyenlerini yakmaya kadar çeşitli protestolara dönüştü.
İngiltere'de sigara içmelerine bile izin verilmeyen kadınların öfkesi, yirminci yüzyılın başlarında dönemin başbakanı Herbert Henry Asquith'eydi.
Asquith sadece 30 yaşın üzerinde ve mülk sahibi olan, ya da bir mülk sahibi ile evli olan kadınlara oy kullanma hakkı tanıyacak olan kararnameyi imzalamaktan son dakikada vazgeçince, gösterilerin dozu ve şiddeti arttı.
Göstericilerden Emily Davison 1913'ün Haziran ayında, Epsom yarışlarında, kendini kralın atının önüne atarak protesto yaparken can verdi.
Gandi'nin tuzu
Sivil direnişin öncülerinden sayılan Hintli lider Mahatma Gandi'nin tuz yürüyüşü, tarihin belki de en ilginç protesto gösterilerindendi.
Hindistan'ın İngiliz sömürgeciliğine karşı verdiği bağımsızlık mücadelesi için, bir tuz tanesini kendine sembol seçen Gandi, İngilizlerin koyduğu tuz vergisini protesto için 1930 yılının Mart ayında, denize doğru 23 günlük bir yürüyüşe çıktı.
Yolda peşine büyük bir kalabalık takıldı. 24. günde Gandi, denizden tuz elde etmeyi yasaklayan yasayı ihlal etti.
Bunu izleyen sivil direniş olaylarına milyonların katılması, bağımsızlığın önünü açtı ve bir tuz tanesi dünya tarihini değiştirdi.
Çaylar denizde demlensin
İngilizlerden bağımsızlığını kazanmak amacıyla yapılan bir diğer protesto eylemi de ABD'deki Boston Çay Partisi'ydi.
19. yüzyılda, yine İngilizlerin vergi politikalarına ve sömürgelere yapılan çay ticaretini East India şirketinin kontrol etmesine tepki duyan Amerikalılar, gemilerdeki çayları denize döktü.
Olay Amerikan tarihinde siyasi protestoların referans noktası haline geldi.