Kuşak ve Yol Girişimi, Çin tarafından 2013 yılında başlatılan büyük ölçekli bir finans ve altyapı projesidir.

Bu girişim, Asya, Avrupa ve Afrika'yı birbirine bağlayan kara ve denizyolları boyunca ekonomik işbirliğini geliştirmeyi hedefler. Proje, iki ana bileşenden oluşmaktadır: Kuşak ve Yol.

“Kuşak”, tarihi İpek Yolu'nu modernize ederek Asya, Avrupa ve Ortadoğu boyunca karayolu ve demiryolu altyapısını geliştirmeyi amaçlar. Bu karayolu ağlarına ekonomik kuşak adı verilmektedir. Deniz İpek Yolu olarak da adlandırılan “Yol” ise Çin'den Güneydoğu Asya, Güney Asya, Afrika ve Avrupa'ya uzanan deniz rotalarını kapsar ve deniz taşımacılığını iyileştirmeyi amaçlar.

Bilindiği üzere Çin özellikle 1990’lı yıllardan itibaren bir ticari hegemonya oluşturma ve böylece hem küresel ekonomi hem de siyasette temel aktörlerden biri olma politikasına girişmiştir. Japonya’nın da 1950’li yıllarda yaptığı gibi, Çin’in önce Batılı sanayiyi taklit edip daha sonra kendi özgün üretimi ile dünya pazarlarında ana oyuncu olma politikası büyük ölçüde başarılı olmuştur.

Bu noktadan itibaren Çin daha fazla ticaretin önündeki en önemli engellerden bir bir ortadan kaldırma stratejisi izlemeye başlamıştır.

Kuşak ve Yol Girişimi, küresel ölçekte ticari kapasiteyi artıracak altyapı projeleri (limanlar, demiryolları, enerji projeleri vb.) ve bu projeler için finans sağlamak gibi geniş bir yelpazede faaliyetleri içerir. Çin, bu girişim aracılığıyla küresel ekonomik etkisini artırmayı, ticaret rotalarını genişletmeyi ve yurtdışındaki stratejik altyapı varlıklarını geliştirmeyi hedeflemektedir.

Proje, büyük bir ekonomik potansiyel taşımasının yanı sıra, jeopolitik etkileri nedeniyle hem olumlu hem de olumsuz eleştiriler almıştır. Elbette küresel ticaretin bu projeler ile artmasının pek çok olumlu etkisi olabilecektir.

Ancak bu girişim çerçevesinde bazı ülkelerin ciddi borç yükü altına girdiği ve egemenlik krizi yaşadığı da iddialar arasında yer almaktadır. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yoğun olarak tartışılmıştır.

Örneğin Sri Lanka bu girişim kapsamında Çin’den aldığı borçları geri ödeyemediği için stratejik öneme sahip Hambantota Limanı'nı 2017 yılında 99 yıllığına bir Çin devlet şirketine kiralamak zorunda kaldı.

Bu olay, Çin’in “borç tuzağı diplomasisi” uyguladığıyla ilgili en çok tartışılan örneklerinden biri oldu ve Sri Lanka'nın egemenliğini Çin'e kaptırdığı eleştirilerine yol açtı. Pakistan ise girişimin önemli bir parçası olan Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) için büyük miktarda borç aldı.

Bu borcun zamanla Çin’e ekonomik bağımlılığı artırdığı ve bu nedenle egemenlik kaybı yaşadığı iddialarını gündeme getirdi. Benzer bir sorunu da Maldivler yaşadı. Maldivler, bu girişim kapsamında çeşitli altyapı projeleri için Çin’den büyük borçlar aldı ve ülke Çin’e ekonomik olarak bağımlı hale gelmesine neden oldu. Ayrıca, Çin'in bu borçlar aracılığıyla Maldivler üzerinde siyasi baskı kurduğu iddiaları da ortaya atıldı. Laos ise bu girişim kapsamında inşa edilen ve ülkenin ekonomik kalkınması için önemli görülen Vientiane-Boten demiryolu projesi için Çin’den büyük miktarda borç aldı.

Bu borçlar, Laos’un Çin'e ciddi bir ekonomik bağımlılık geliştirmesine neden oldu ve ülkenin egemenliği üzerinde risk oluşturabileceği endişelerini artırdı. Zambiya keza, Çin’den aldığı büyük borçlar nedeniyle borç krizine giren ülkeler arasında yer alıyor. Çin’e olan borçlarını geri ödemekte zorlanan Zambiya, stratejik sektörlerde Çin'in kontrolünü artırmasıyla karşı karşıya kaldı. Bu durum, Zambiya'nın ekonomik egemenliği üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği endişelerine yol açtı.

Son olarak Avrupa’dan bir örnek verelim. Karadağ, Çin'den aldığı borçlarla Bar-Boljare Otoyolu projesini finanse etti. Ancak ülke borçların geri ödenmesi konusunda ciddi zorluklar yaşadı. Karadağ'ın Çin'e olan borçları nedeniyle AB’den yardım talep etmesi, ülkenin finansal egemenliğini tehdit eden bir durum olarak değerlendirildi.

Bu örnekler, Kuşak ve Yol Girişimi projelerinin bazı ülkelerde önemli ekonomik ve egemenlik sorunlarına yol açtığı iddialarını destekler niteliktedir. Bu ülkelerde yaşanan borç krizleri ve stratejik varlıkların Çin'in kontrolüne geçmesi Kuşak ve Yol Girişimi’nin eleştirilmesine neden olan başlıca sebeplerden biridir. Bu nedenle Çin ile girişilecek her türlü ticari ilişkide bu iddialar titizlikle değerlendirilmelidir.