Karşıyaka, Tokat Belediye Plevne Spor engelini iki golle aştı. 2-0

Alsancak Mustafa Denizli stadyumunda, tamamı dolu tribünler önünde, muhteşem bir atmosfer vardı. Kapalı gişe oynanan müsabakada coşku üst düzeydeydi. Yerinde duramayan, zıp zıp zıplayan taraftarımızın, ağzından düşürmediği cümle ise "Şampiyonluk İstiyor Karşıyakamız" cümlesi oldu. Gerçekten festival havasında bir gece yaşadık. Şampiyonluğa inanmış bir takım gördük. O takıma inanmış bir taraftar gördük. Ve herkesi bilmem ama ben bir de çok akıllı ve başarılı bir hoca gördüm. Mustafa Reşit Akçay. Yada taraftarın diliyle; Mustafa Reşit Paşa! Bu maç, hocaya yazar... 
     Dün akşam senelerdir, hatta onyıllardır aşamadığımız bir eşiği aştık. Takım ne zaman iyi gitmeye başlasa, ne zaman arka arkaya 3-4 maç kazansak ve biraz olsun havaya girsek ve tribünler dolsa, biz kazanamadık! Taraftarı küstürdük! İşte bu önemli eşik aşıldı! Ağzına kadar dolu tribünler önünde galibiyet keyfi bambaşka! Lütfen bu coşkulu atmosfer bozulmasın. Her maç böyle devam edelim. 
   Tokat Plevne, bu sezon karşımıza çıkan en ciddi, en derli toplu takımdı. Fizik kalitesi bize yakın, koşan ve mücadele eden bir ekip. Maça baskılı başladık. Önde basan, soluk aldırmayan bir pres yaptık. Mustafa Reşit Paşa, taraftar desteğini de arkasına alarak, şok bir golle maça başlamak istedi. Ama olmadı. Bir iki pozisyon bulsak da aranan gol gelmedi. Yirminci dakikadan sonra topu rakibe bıraktık ve kontrollü bir oyuna döndük. Burada dikkat çekici bir konu var. Topu rakibe bırakmamıza rağmen hemen hemen hiç pozisyon vermedik. Takım savunmamız oturmuş. Kolay gol yemiyoruz. Kaleci ve defans bloğu güven veriyor. 
    Bu maçta daha önceki maçlarda gördüğümüz hücum çeşitliliği maalesef yoktu. Hocamızı bilemem ama benim gözüm, sol kanatta çalışkanlığı ile göz dolduran Ferdi'yi çok aradı.
  Dün gece, hücumda, daha önceki maçlarda oynadığımız kadar iyi oynamadık. Ama bir takım şampiyon olacaksa, kötü oynadığı maçları bile bir şekilde kazanmalı. Oynanan kötü oyun, bir iki maç sonra unutulur ama kazanılan 3 puan orada durmaya devam eder! İşte aştığımız bir diğer eşik de buydu! İyi oynayıp kaybeden bir takımdan, iyi oynamasa da kazanan bir takıma evrilmişiz, Ki bu çok çok önemli. 
   
    Kurt, ısırmaya devam ediyor! 
    İshak Kurt, dün yine sahada basmadık yer bırakmadı. İlk goldeki büyük çabasını yok sayamayız. Uzun taç atışından gelen topta, kendisiyle beraber yükselen iki defans oyuncusunu bozarak, topu arkaya sektirdi. Kaleci de hata yapınca araya giriveren Ali Sinan Gayla, tribünleri çılgına çevirdi. İlk yarının son dakikalarında gelen gol, hem taraftarın hem de takımın özgüvenini yükseltti. Burada İshak Kurt hakkında bir şey daha söylemek istiyorum. Eğer bu ligi bir-iki puan farkla kazanırsak, lütfen geçen haftaki Düzce maçının son 15 dakikasını tekrar seyredin. Penaltı kaçırdıktan hemen sonra, ceza yayı önünde önüne düşen topta, bütün forvetler, Messi'si Ronaldo'su İcardi'si, o topu, kaleye vururdu. Kuşlara da gitse, kimse kızamazdı. Ama Kurt egosunu kontrol etti ve pası yaparak sadece maçı değil, belki sezonu kurtardı. 
   İkinci yarıda da kontrollü oyuna devam ettik. Skor avantajı da cebimizde olunca, işler kolayladı. Tokat beraberlik için çabalarken, çok iyi bir zamanlama ile defansın arkasına uzun koşu yapan Bedran, 72. dakikada farkı ikiye çıkardı ve iyice rahatladık. Bu dakikadan sonra rakip baskıyı arttırmaya çalışsa da Mustafa Reşit Paşa'nın öğrencileri savunmada hiç boşluk vermediler ve maçı kazanmayı bildiler. Sırada Velimeşe var. Güzel deplasman.Umarım galibiyet serimiz DEVAM eder! Fakat ondan önce Çarşamba kupa mesaisi var. Rakip Viranşehir. Mustafa Reşit Akçay hocamız nasıl bir kadro tercih edecek, göreceğiz. 
   Federasyon her zaman olduğu gibi Karşıyaka ile uğraşmaya devam ediyor. Basketbol maçını, aynı saatlere denk getirebilmek için ne kadar uğraştılar, merak ediyorum. Sistematik bir şey olmasa bu konunun üzerinde bu kadar durmam. Federasyon fikstür ayarlarken, sanırım önce Karşıyaka maçlarının seyirci sayısını nasıl aşağıda tutarım? ilkesiyle hareket ediyor. Hem de senelerdir! Bir takım terör artıklarının, hala devletin içinde yuvalanmış olduğunu unutmayın. Ve o terör artıklarının Atatürk nefretini unutmayın! Karşıyaka'nın tartışmasız Türkiye'nin en Atatürkçü kulübü olduğunu zaten ASLA aklınızdan çıkarmayın! Bu yazdıklarımı, komplo teorisi olarak görmeyin! 
   Basketbol takımımızın, maç kaybetmesine de inanamadım! Bu kadar fazla hücum silahı olan bir takım, nasıl bu kadar az sayı üretir? Maçı izleyemediğim için yorum yapamıyorum. 
     Atatürk'ün, göğsüne ay yıldız verdiği takımın taraftarı ve İzmir'deki gerçek Atatürkçüler! Lütfen bu sene, desteğini Atatürk'ün kulübü Karşıyaka'dan esirgeme... 
    Sevgi ve Saygılarımla