Türkiye Kupası 5. tur mücadelesinde, İzmir Alsancak Mustafa Denizli Stadyumunda, MKE Ankaragücü'nü konuk eden Karşıyaka, istediği sonucu alamadı. 1-2
Bu maç, 3 gün, 3 gece daha oynansa, yine de istediği sonucu alamazdı. Herşeyden önce fizik kalite olarak iki ekip arasında muazzam bir fark vardı. Maç boyu hiçbir ikili mücadeleyi kazanamadık sanırım. Bütün ikili mücadelelerde yerde kalan, maalesef Karşıyakalı oyuncular oldu. Yine de pes etmediler. İstediğimiz mücadeleyi sergilediler. Ellerinden geleni yapmaya çalıştılar.
Rakip, maç başlar başlamaz, kabus gibi çöktü üzerimize. Öyle bir presle başladılar ki, kendi yarı alanımızdan demiyorum, kendi ceza alanımızdan çıkarken zorlandık! Pasla çıkmaya çalışırken, bir iki hata yapsak da kaleci Hasan iyi günündeydi. Arkadaşlarının hatalarını tolöre etti. İlk 20 dakika böyle geçti diyebilirim. Sonra ilk defa orta sahayı geçtik, geçtiğimize geçeceğimize pişman olduk! Kazandığımız kornerin dönüşüne golü yedik. Çok hızlı gelişen atak, bizim ligin standartlarının çok üstündeydi.
Skor avantajını alan Ankaragücü, futbol tabiri ile oyunu sıkmayı bıraktı. Rölantiye alsalar bile, hala bize göre çok hızlı oynuyorlar ve savunma ciddiyetinden taviz vermiyorlardı. Pozisyona bile giremedik.Onu geçtim, Ceza sahasına topu 1 yada 2 kere sokabildik! Oyunun bu bölümü sanki alt yaş grubu takımı ile antreman maçı havasındaydı. Fizik kalite olarak, ne seviyede olduklarını herhalde kendileri de görmüştür!
İkinci yarı daha derli toplu göründük. Rakip de öndeki o boğucu presi gevşetince, biraz ön tarafta görünmeye başladık. Ama bu anların devamında, arkada verdiğimiz boşlukları, genelde iyi kullandılar. Hakan gününde olmasaydı, bir başka tarihi fark konuşuyor olabilirdik. Rakip bizden sadece fizik kalite olarak değil, mental olarak da teknik kapasite olarak da çok üstündü. İkinci golü de rahatça buldular. Son dakikalarda bir anlık savunma gafletine daldılar, Ali Sinan Gayla da eski takımına karşı skor yapma şansı buldu. Gelir mi bir gol daha diye sahaya döndük. Fakat Ankaragücü vitesi arttırdı. Son 10 dakika yine orta sahayı bile geçemedik.
Topun oyunda kalma süresi açısından, umut verici bir maç oldu. Demek Türkiye'de top oynatmaya çalışan, futbol keyfini arttırmaya çalışan hakemler de varmış! Mükemmele yakın bir maç yöneten Süleyman Bahadır'ı yürekten tebrik ederim.
Futbol keyfi açısından da keyifli geçti diye düşünüyorum. Oynadığımız futbol ışıklar saçmıyor, biliyorum. Ama kötü de oynamadık. Kaleci Hasan, Abdülkerim, Ismail, Çağatay, G. Meral, Mert ve Aygün iyi performans sergilediler. Bedran ve Bedirhan kanatlarda kayboldular. Ama rakipleri çok diriydiler ve gerekli yardımları alamadılar. Oyuna sonradan giren Enes ve İshak'ın ayağına top gelmedi. Yorum yapmak doğru olmaz.Ali Sinan Gayla bana göre, geçen hafta, ayakta kalan tek isimdi. Dün de iyi göründü.
İlk 11 başlayan Yasin, sakatlığın etkilerini atmış . Bakalım takıma katkı verebilecek mi? Takım demişken, bence en büyük problemimiz, hala takım olmayı başaramamız...
Herkes kendine oynuyor. Yardımlaşma zayıf. Kimse iki adım fazla koşmak istemiyor. Böyle giderse, süper bir yönetim de gelse, bir sene daha hüsranla sona erecek.
Sevgi ve Saygılarımla