Gün gelir, hepimiz aynı kaygıları, aynı zorlukları paylaşırız. Sabah kalkıp işe gideriz, bir umutla aldığımız maaşın, hayatımızı sürdürecek kadar yetmesini dileriz. İsteriz ki emekçiler; ailesini, çocuğunu rahatça geçindirebilsin, ay sonunu düşünmeden, geleceğe umutla bakabilsin.
Çalışma hayatının tüm yükünü omuzlayan işçilerin, emeğinin karşılığını insan onuruna yakışır bir şekilde alması herkesin arzusudur. Sonuçta hepimiz insanız; aynı endişeleri taşır, aynı mutluluğu paylaşırız.
Bugün, Buca Belediyesi'nde yaşanan grev kararı, hepimizin yüreğine dokunan bir mesele. Grev, emekçinin vazgeçilmez hakkıdır elbette; emeğiyle yaşayanlar için güçlü bir hak arama aracıdır. Ancak bu süreçte Buca halkının, Buca’nın huzurunun etkilenmemesi hepimizin temennisidir.
Belediyenin sunduğu teklif, asgari ücretin oldukça üstünde; Başkan Görkem Duman, belediye bütçesini sonuna kadar zorlayarak çalışanlarına en iyi koşulları sunmak için çabaladıklarını belirtiyor.
Öte yandan sendika da, işçinin hak ettiği daha iyi bir yaşam standardını talep ediyor. Talepler arasındaki fark, bir pazarlık süreci içinde çözülebilecek gibi duruyor; yeter ki iyi niyet ve sağduyu hakim olsun.
Bir İzmirli olarak, bu şehrin belediyelerinde emekçilere verilen değeri görmekten hep mutluluk duydum. İzmirli belediyeler, çalışanlarının haklarını gözetme konusunda çoğu zaman ellerinden gelenin en iyisini yaparlar. Ülkemizdeki ekonomik koşullar malum; geçim sıkıntısının yaşanmadığı bir hayat, bugünlerde hepimiz için ne kadar değerli…
İşte tam da bu nedenle, belediye ve sendikanın karşılıklı anlayışla, orta yolu bulabileceğine inanmak istiyoruz. Zira, halkın hizmet aldığı bir kurumun grevle durması, sadece iki tarafı değil, tüm Bucalıları etkiliyor.
Bu süreçte dileğimiz, her iki tarafın da bir an önce sağduyu ile hareket ederek, hem işçinin emeğini koruyacak hem de Buca’ya hizmetin devam etmesini sağlayacak bir çözümde anlaşmasıdır.
İyi niyetle atılacak her adım, iş barışını sağlamak için en önemli adımdır.
GÜNÜN SÖZÜ
Buca’da bir an önce anlaşma bekliyoruz
