Sevgili okurlar sağ olun inanılmaz tepkiler alıyorum, sesiniz olduğumun farkındayım. Biraz daha Aziz abi ve tayfası ile ilgili anlatımları yapacağım.

Aziz abi, Güzelbahçe de (2013 yılı kasım aralık ayıydı yanılmıyorsam) ayran, kavurma ve pilavlı Pazaryeri açılışı yapmıştık. Sonrası beni aracına davet etti.  Hatta açılış alanında yola doğru ilerlemişken telefonla aradı “neredesin dur, benim arabama gel birlikte İzmir'e dönelim” dedi ve bende kendi arabamdan inip onun makam arabasına binmiştim. 2014 yılı Bayraklı belediye başkan aday adayıyım; Aziz başkan “benim için sen tamamsın, ama meclis listelerini beraber yapacağız ona göre” demişti. “Bayraklı'da senden başkası ile seçim zora girer” diyerek, mevcut başkanın da olmaması gerektiğini dile getirmişti. Samimi görünen bir konuşma yapmıştı. Bende Aziz abiye inanmıştım. Hatta “ Murat sen yukarı ile işini sıkı tut ben den taraf rahat ol, orada adayım yoktu zaten,  artık sensin” demişti. Bize de düşen ona inanmaktı. Biz Anadolu çocukları olarak, söz ağızdan çıktımı namus niteliği taşıdığına inananlardan olduğumuz için, karşımızdaki de büyükşehir başkanı ve adaylığı ABD de tescillenmiş şehri emin biri olduğu eli yüzü temiz biri olduğuna inandığımız biri olarak görüyoruz.  Hatta” Alaattin seni istemiyor ama ben hallederim” demesine rağmen … Gel gör ki hiç de bu işler öyle ağızdan çıkan sözle olmuyormuş. İzmir İlçelerinin belediye başkan adaylarının belirlendiği gün, CHP genel merkezine baskın yapan Aziz abi MYK toplantısından çıkan benim ismimin yerine, siyasi akıl hocası Alaattin Yüksel bastırması sonucu  benim yerime Alaattin’in hemşerisi Manisa Kulalı mevcut başkanı tekrardan atattırmıştı.  Yahu aman duman derken birçok ilçede değişiklikler olurken o kargaşada Alaattin bayraklının da değişimini Aziz abi ye sağlatmıştı. Ee karşındakinin şekeri olduğunu iyi biliyor ve ona göre sürekli pozisyon alıyordu Alaattin Bey! Alaattin’in aklına o kadar enteresan hesaplar varmış ki şeytanın aklına bile gelmez türdendi. Aziz ve ekibinin anlatımı ile güya “aman ha Aziz, yükselişin yıkım kararı var Murat gelirse yıkar diyerek” en azından Kulalı’yı aday yaparsak Manisalı hemşerimiz sözümüzü dinler yükselişin yıkım kararına zaten bir şey demiyordu şimdiye kadar, şimdi de bir şey demez” diyerek. Kulalıyı da aradan adaylaştırdıklarını anlattılar.

Alaattin denilen oportünist siyasetçinin yükseliş mekanın kısımları ile ilgili yıkım kararı olduğundan yakından uzaktan alakam ve bilgim yoktu. Sayelerinde öğrenmiş oldum. Bu bilgilerin doğru olup olmadıklarını merak edenler, bayraklı belediyesi arşiv kayıtlarından görebilirler. Görevini yerine getirmeyen yıkım karalarını uygulamayanların da arşiv kayıtları incelendiğinde suçları ortaya çıkacaktır. Tabi 2019 yılında seçimlerden önce çıkan imar affı ile Alaattin’in  yıkım kararı sorunu çözülmüş.  Diyorlar...

Şimdi bu Alaattin, kindar ve kafatasçı olduğu sürekli söylenir bilinirdi. Hiç çekinmeden yüzü kızarmadan, Gazeteci Hikmet Çetinkaya’ya “Urfalılara Mardinlilere hatta daha ileri giderek Doğu ve Güneydoğululara İzmir CHP’yi teslim etmeyeceğim” demecini okuyunca inanılmaz üzülmüştüm. CHP de bu türden insanlar nasıl il başkanlığı yapmıştır diye de şaşırmıştım.  Alaattin’in bu demecinin altında, Mardin kökenli İzmir milletvekili Abdurrezzak Erten ve Şanlıurfa kökenli İzmir milletvekili Enver Öktem’in olması ve İzmir örgütünde ciddi etkili olmaları imiş… Bana kini ise; Alsancak Mimar Sinan Mahalle delegasyon seçiminde Deniz Baykal’ın; “ Noter huzurunda sandık kuracaksın seçim yapıp Alaattin’i de delege çıkarmayacaksın” talimatına rağmen (sebebi deniz Baykal’a karşı kurultayda Zülfü Livaneli’ni desteklemesi imiş!) , Alaattin beye ;”il başkanlığı yaptın abi gel seni yazalım iki liste seçime gitmeyelim “ yaklaşımıma “hadi oradan sen listeni çıkar” diyip seçimi kaybetmesi sonucu üyelere sözlü saldırarak CHP’nin üyelerine de inşaat işçisi sınıflaması yapmıştır. CHP üyelerinin de ciddi tepkisi ile aramızda oluşan bir tartışmadır. Yıllardır CHP de bu gibi şahıslar dar çevre ekipçilik ile kendi menfaatlerini yerine getirip hiç kimsenin kendilerinin önüne geçmesine izin vermeyerek CHP’nin iktidara gelmesine engel olmuşlardır.

CHP bugün tüzük değişikliğine gideceğine tüzüğü kaldırıp akla mantığa uygun halka dönmelidir. Halk kimi istiyorsa CHP onları vekil ya da belediye başkan adayı yapmalıdır. Ne Alaattin ne Ali ne Veli ne de diğerleri hırsları ve menfaatleri ile at koşturmamalıdır. Atatürk’ün gösterdiği yolda CHP şekillenmelidir.  CHP rantçıların menfaatçilerin şahsi çıkarcıların partisi olmamalıdır. Selam sevgilerimle kalın sağlıcakla!  Hakkı Ülkü abim sana yapılanı da unutmadım.!