Turizm Bakanımızın 2024 yılı için hedefi 60 milyon turist ve 60 milyar dolar turizm geliri, gerçekleşir mi diye soracak olursanız, hiç tereddütsüz “Evet” derim.
Daha iyisi olabilir mi?
Buna da tereddütsüz “Evet” cevabını veririm.
Turizm sektörü ekonomimizin can damarlarından, olmazsa olmazlarından.
Hem de bu kadar zorluğa ve zor döneme rağmen.
Enflasyonun zirvede olduğu bir dönemde bunu başarmak ayrıca takdir edilmesi gereken bir husus. Mali verilere göre otel işletmeleri, 55 bin çeşit malzeme ve enerji fiyatlarındaki yükselişle baş etmek zorunda, bunun yanında en büyük ve giderek artan kalifiye eleman sorunu ve bunun getirdiği maliyet artışına işletmenin genel bakım ve alt yapı bakım ve yatırımlarını da eklediğinizde neden böyle dediğim daha iyi anlaşılır herhalde.
Ancak gelin görün ki turizm sezonu ya da uzun bayram tatilleri yaklaştığında hemen bir kara propaganda başlıyor. Hem de kendimiz yapıyoruz bu kara propagandayı…
Bir de üstüne yabancı hayranlığı, hele hele otellerimizde verilen hizmetle mukayese edilemeyecek Yunan adaları, Mısır borazanlığı yok mu!
Kahrolmamak elde değil…
Düşmanı dışarıda arama, bak sağına soluna ,hemen yanı başında misali…
Örneğin Çeşme, talihsiz Çeşme…
Sözde göz bebeğimiz Çeşme…
Şimdi iki adisyon, bir dondurma, bir kumru fiyatı paylaşımı, bir sezonluk ev paylaşımı ile manşet hazır, “Çeşme’de bayram tatili cep yakacak”.
Bir kalemde o güzelim halk plajlarını, koylarını, otellerini, sokak lezzetlerini çöpe atabilirsiniz!
Bu haksızlıkla mücadele etmek lazım, sektör olarak sesini yükseltilmesi gerekiyor. Turizm için hedef koyup paranın Yunan adalarına, Mısır’a kendi elimizle kaçırılmasına, bu kara propagandaya izin verilmemesi gerekiyor. İşçisinden, polisine, armatöründen, profesörüne kısacası toplumun her kesimine hitap edebilen bir potansiyele sahip Çeşme…
120 Milyon Dolarlık yatta geliyor Çeşme’ye, Ilıca plajında hiçbir ücret ödemeden deniz keyfi de yapabiliyorsunuz.
Her keseye uygun yemek yenilecek, her keseye uygun konaklanabilecek, her keseye uygun eğlenebilecek bir yer var Çeşme’de…
Eksiklikler, yanlışlar, haksız rekabet var mı?
Elbette bunlarda var kuşkusuz ama önce bu yabancı hayranlığını ve kara propagandaları bırakalım, sonrasını konuşur, tartışırız…
