Elektrik akımına kapılıp vefat eden iki vatandaşımız için tüm sanıklar adli kontrol şartı ile serbest kalmışlar. Kalabilirler. Hukuk buna karar veriyor.

Vefat eden tıp öğrencisi kızımızın avukatı sesimizi duyarcasına belediye başkanları ile ilgili de suç duyurusunda bulunmuş. Bence çok da doğru yapmış.  Yargılama yapılsın suçlu iseler cezalarını çeksinler. Ülkemizde sorumluluk alıp ben suçluyum diyecek baba yiğit zaten olmadığı için, tek dayanağımız, kör topal da olsa hukuk sistemimiz!  Şimdi herkes şartlı serbest, ölen öldüğü ile kaldı diyecek miyiz yine göreceğiz.

 Ankara’da gar katliamındaki gibi, Suruç’taki gençlerin katliamı gibi, Şanlıurfa’da sele kapılarak, Kars’ta, Van’da çığ altında kalıp donarak ölen gariban vatandaşlarımız gibi, trafik kazasında kendisine çarpan Afrikalı bir devlet başkanının,yada devletin üst yetkililerinden birinin çocuğunun cinayet gibi kazası sonucu ölen vatandaş ve vatandaşlarımız gibi, Roboski Katliamı  gibi, depremde ölen yüz binlerce vatandaşımız gibi, Mavi Marmara ile İsrail’e gitmeye çalışanlar gibi, Suriye’de yakılan askerlerimiz gibi, Ruslar’ın 32 asker evladımızı öldürdüğü gibi say say say bitmiyor . Hepsi cepten gitti, gitmeye devam ediyor. 40 yıldır terör belasından ölen yüz binlerce evlatlarımızın kendi kesesinden gittiği gibi evlatlarımız vatandaşlarımız gidiyorlar. Kimse sorumluluk almıyor ama! Oysaki siyasiler seçim sattı mahallinde vatandaşlarımıza çıkıp yüzleri kızarmadan alabildiğine yalan dolu ağızlarından  mitinglerde, “Kimsesizin kimsesi olacağız” diye nara atıyorlar…  E adama sormazlar mı, “Eyy siyasiler ülkenizde her yıl trafik canavarını saymazsak on binlerce vatandaş kesesinden ihmalden ölüyor” diye. Trafik canavarını da sayarsak binlere varan ölümler gerçekleştiği oluyor. Ama kimsecikler sorumlu değil. Hep ölen öldüğü ile kalıyor.

Mesele de burada siyasi ahlakın olmasıdır. Dürüst namuslu haysiyetli vatansever siyasetçilerin olmasıdır. Siyaseti rant için zenginleşmek için değil, halk için yapan idealist insanların olmasıdır. Çünkü ahlak olmayan yerde onur kalmaz. Ahlak olmayan yerde can güvenliği olmaz. Ahlak olmayan yerde insan olmaz insan yaşamaz. Ben ülkemde artık sorumluluk alacak yöneticilere ihtiyaç duyduğumuzu ifade etmeye çalışıyorum. Vicdanlı namuslu şerefli haysiyetli yöneticiler istiyorum. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak en doğal hakkımı istiyorum. Bana hizmet etmek için seçtiğim vekillerin milletin derdine çare olmaları sorumluluk almaları gibi. Benim seçtiğim belediye başkanları ceplerini doldurmak için değil, tıp öğrencisi bir evladımızın genç yaşta pisipisine ölmesine engel olması için önlemler alıp çalışmasını istiyorum.

Sevgili okurlar artık böyle gelmiş böyle gider dönemi bitti. Siz hakkınızı aramadığınız sorgulamalar yapmadığınız sürece yüzsüz arsız hırsız siyasiler, bürokratlar yöneticiler hep olacaktır. Olmaya da devam eder. “Taktiri ilahi” diyenlerinde sizi manevi sömürdüğünü unutmayın. O da geçiştirmek susturmak tepkisizleştirmekle beraber teslim olmayı öne çıkarma yöntemidir. Asla kabul edilmeyecek bir durum bize hizmet edeceklerine söz verenlerden hesap sormak bizim asli görevimiz hakkımız olduğu halde onlara teslim olup esaretleri altına girmemizdir.

 Vergi verdiğimiz neredeyse teneffüs ettiğimiz havanın bile vergisini bizden alan devlet yetkilerinden hesap sormak hak aramak bizim görevimizdir. Korkmayın teslim olunacak bir durum yok. Ülkemizin gerçek çağdaş gelişmiş ülke olmasını istiyorsak konuşacağız siyasilerden de devletin suçu olan yetkililerinden de hesabını hukuk önünde yasal haklarımızla soracağız. Susmayın inanın ki sesimizi duyan var. Var olmaya devam edecektir.