Siyasi ahlak yasası çıksa, acaba ülkemizde siyasi apolete sahip kaç kişi siyasette yer alır ve ahlak konusunda sınıfı geçer..?

Okurlarım sizi duyar gibiyim. Çoğunuz hemen hemen hepsi  sınıfta kalır der gibisiniz değil mi.?  Toplumsal algılardan ve alışkanlıklardan biri “Adam çalıyor ama çalışıyor”; çok pirim yapan ve ahlaksızlığı yokmuş gibi görülen veya hoş görülen toplumun yalaka kesimi tarafından da alkışlanan kişilikler oluyor. ikincisi ” Adam çalmıyor ama çalışmıyor da” bunlarda akmaz, kokmaz sümsük duruşlu kendisine faydası olmayan tek taktir edilen yapısı dürüstlüğü olarak adlandırılan, kimseye faydası olmayan, üretmeyen proje geliştirmeyen, kentinin kalkınmasına gelişmesine imza atamayan korkak, bürokratların yönetimine giren, toplumda pek de yer edinemeyen insanlar diyelim. üçüncüsü ise “Adam hem çalmıyor, hem çaldırmıyor ve hem de hizmetin kralını yapıyor”  bu tipler her zaman her konuda ve her yerde efsane oluyorlar. Toplumlara, halklara ,yeni nesillere örnek oluyorlar. Ve her yerde taktirle karşılanıyorlar. Çünkü işlerinin hakkını vererek, koltuklara karakter kazandırıyorlar ve çok ciddi saygınlık kazanıyorlar. Adları yedi düvele yayılıyor. Bu tipler Her ne kadar ciddi derecede az ve azınlıkta olsalar da, varlarvar olmayada devam edecekler. Yani insanlıklarından asla ödün vermeden çalışıp üretip geliştirip, ideal ve ideolojileri çerçevesinde, adam gibi vatana millete fayda sağlayabiliyorlar. Peki nasıl oluyor da bir toplumda hem ahlaksız , hemi de ahlaklı taktir görebiliyor?

Toplumsal ahlak dejenerasyonunun olduğu ülkelerde şakşakçı kesimle sorgulayan kesim arasında sürekli çatışma vardır.  Hem çalanı alkışlayan hem çalmayanı alkışlayan şakşakçı menfaatçiler vardır. Birde akla mantığa bilime adalete hukuka uygun yaşanılmasını isteyen sorgulayıcı bir yapı vardır bunlar toplumun sağlıklı yaşamasını sağlarlar. Yani ahlaksızlığa prim vermezler. İşte bu iki yapı eğitim bilgi birikimi ve ahlaklı insan erdemini yitirmemişlerle yitirmişlerin ayrımından ortaya çıkar.

Kısacası siyasi ahlak yasası ülkemizde devreye alınsa siyaset zenginleşme aracı olmaktan çıkar, siyaset topluma ülkeye vatana hizmet için amaç olurdu. 

Gelelim İzmir'e; İzmir’in son 25 yıldır  Ahmet Piriştina dışında, ismi hatırlanan, iyi anılan ve eserleri ile hizmetleri ile öne çıkan gerek büyük şehir gerekse ilçe belediye başkanlarından birinin ismini söyleye bilen halkın arasında kimse var mıdır acaba ?  Neden yıllardan beri İzmir de bir tane vizyon sahibi, efsane olacak , hizmetler yapacak bir belediye başkanı çıkamamıştır. Bunun sorumlusu halk mı ? Yoksa siyasi partilerin aday belirlemedeki halktan kopuk çıkar odaklı yöntemlerimidir.?  Aslında hem seçen halk hemde belirleyen partiler ikiside sorumlular. Hizmet edemeyecek birine benim partim kimi atamışsa gider oy veririm zihniyeti ile, ben Atatürkçüyüm C partisinden başkasına oy  vermem diyenle ben dinli imanlıyım A partisinden başkasına oy vermem diyenler başta sorumludurlar. Sonrada bu kente hizmet gelmiyor çalışmıyorlar üretmiyorlar başkanı sokakta bile görmedik diye sitem eden kesimlerde bu kesimler olur.

Eh be kardeşim memleketin menfaati doğrultusunda hizmet edeceğe mi oy veriyorsun da sonrada hizmet gelmedi diye yakınıyorsun. Yakınmayacaksın. Çünkü at gözlüğü ile bakarak, kente hizmet edecekleri değil, kendine hizmet edecekleri birilerinin diktesi ile olması gerekenleri değil olmaması gereken hak hırsızlarını seçiyorsunuz sonrada ahlayıp vahlıyor sunuz. Sözüm halka değil kısmen şakşakçılara !ve gözünü kör edip aklını kiraya vermiş memleketi düşünmeyenleredir. Şimdi İzmirli kanıyor mu kandırılıyor mu? düşünün bakalım.

Siyasi ahlak yasası mutlak çıkmalıdır. Hatta biz halk olarak siyasilerden mal varlıklarının açıklanmasını istiyoruz. Maliye bakanı Mehmet şimşek tüm belediye başkanlığı yapmış yapıyor olanların başkan olmadan önce ve başkanlık dönemi sonrası veya döneminde yakın akrabaları da dahil mal varlıklarını inceleme altına almalıdır.   Sayın Mehmet şimşek emekliye parayı nereden mi verecek bu mal varlıklarını incelesin sebepsiz zenginleşenlerin tüm mal varlıklarına el koysun bak bakalım emekliye hakkettiği maaş veriliyor mu verilmiyor mu ?

Not: Cebinde taksi parası olmadan belediye başkanı olmuşların başkanlık dönemi sonrasında İzmir ve İstanbul un en prestijli  lüks rezidanslarda ev sahibi olması dikkat çekici bir örnek değil midir?