Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen ve hayvanseverlerin tepkisini çeken sokak köpekleri düzenlemesi, toplumda büyük bir tartışma yarattı.

Yeni yasa, başıboş köpeklerin toplanarak bakımevlerine alınmasını, kısırlaştırılarak sahiplendirilmesini ve tehlikeli ya da hasta olanlara ötenazi uygulanmasını öngörüyor.

 Ayrıca, sahipli hayvanların terk edilmesini engellemeye yönelik ciddi para cezaları ve belediye yetkililerine yönelik hapis cezaları getiriyor.

Bu yasa, ilk bakışta hayvanların kontrolsüz çoğalmasını ve sokaklardaki tehlikeli durumları önlemeye yönelik bir adım gibi görünebilir. Ancak, asıl mesele burada başlıyor: Bu yasa, gerçekten de hayvanların refahını mı hedefliyor yoksa onları yok saymanın bir aracı mı?

Hayvanseverler, "Can dostlarımız yok edilecek" endişesiyle bu düzenlemeye şiddetle karşı çıkıyor. Sokaklarda yaşayan köpeklerin toplanması ve bakımevlerine kapatılması, onların doğal yaşam alanlarından koparılması anlamına geliyor.

Ötenazi kararı ise vicdanları sızlatan en kritik nokta.

Tehlikeli ve bulaşıcı hastalık taşıyan hayvanların ötenazi edilmesi, kimi durumlarda zorunlu görülebilir; ancak bu sürecin nasıl işletileceği ve bu kararların nasıl alınacağı konusunda ciddi soru işaretleri bulunuyor.

Bu yasa, hayvanseverlerin bakış açısıyla insanlık ve vicdan testi niteliğinde. Bizler, insan olarak, birlikte yaşadığımız canlılara nasıl davranacağımızı belirlerken, onların haklarını da göz önünde bulundurmalıyız.

Evet, sokaklarda başıboş gezen hayvanların sayısının artması bir sorun teşkil edebilir; fakat çözüm, onları ortadan kaldırmak değil, onlara daha insancıl bir şekilde yardım etmek olmalıdır.

Öte yandan, sahipli hayvanların terk edilmesine karşı getirilen ağır para cezaları, sahiplenme sorumluluğunu artırmak adına önemli bir adım. Fakat bu noktada da dikkatli olunmalı; çünkü yüksek para cezaları, sahiplenme oranlarını azaltabilir. Hayvan sahiplenmeyi teşvik edecek ve sahiplendirme sürecini kolaylaştıracak çözümler de üretilmeli.

Son olarak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Anayasa Mahkemesi’ne başvurma kararı, yasanın hukuki boyutunu tartışmaya açıyor. Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar, hayvan hakları savunucuları için kritik bir dönemeç olacak.

Hayvanseverlerin tepkisi ve toplumsal duyarlılığın nasıl şekilleneceği, önümüzdeki günlerde netleşecek.

 Ancak unutulmamalıdır ki, bir toplumun medeniyet seviyesi, o toplumun hayvanlara nasıl davrandığıyla da ölçülür. İnsanlık ve vicdan testinden geçerken, sevgi ve şefkati kaybetmemek en büyük dileğimiz.

GÜNÜN SÖZÜ

Bir toplumun medeniyet seviyesi, o toplumun hayvanlara nasıl davrandığıyla ölçülür