“Düşüncelerinize dikkat edin; kelimelere dönüşürler. Kelimelerinize dikkat edin; davranış biçimlerine dönüşürler. Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklara dönüşürler. Alışkanlıklarınıza dikkat edin;karaktere dönüşürler. Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.” Frank Outlaw
İnsan sahteliğinin arasında gerçek insanı aramak, çağımızın en karmaşık ve derin meselelerinden biridir. Günümüz toplumunda, bireyler sosyal normlara uyum sağlamak ve çeşitli beklentilere cevap vermek amacıyla, çoğu zaman kendilerinden uzaklaşarak başkalarının onayını kazanmak için çaba harcarlar.
Bu süreç, bireylerin gerçek benliklerini gizlemesine ve sahte bir kimlikle yaşamalarını beraberinde getirebilir. Gerçek insanı bulmak ve bu sahte maskelerin ardındaki benliklere ulaşmak, derin bir içsel yolculuk gerektirir.
Bu bireylerin bir diğer önemli özelliği, çıkarcı olmalarıdır. Kendi çıkarlarını ön planda tutar ve bu doğrultuda hareket ederler. İlişkilerinde karşı tarafın duygularını veya ihtiyaçlarını önemsemezler, sadece kendi kazançlarına odaklanırlar. Sahte insanlar, bu nedenle genellikle kısa vadeli ilişkiler kurar ve uzun vadeli, derin bağlar oluşturamazlar.
Sahte insanların bu davranışları, genellikle içsel bir güvensizlik ve düşük özsaygıdan kaynaklanır. Kendilerini yetersiz veya değersiz hissettikleri için başkalarının onayına ve takdirine bağımlı hale gelirler.
Bu durumu telafi etmek adına sahte kimlikler oluştururlar ve gerçek duygularını, düşüncelerini gizleyerek bir maske takarlar. Bu maske, onların gerçek benliklerini saklar ve diğer insanlar tarafından kabul edilmek için bir araç haline gelir.
Değişen ve gelişen dünyada pek çok olay ile karşılaşsak da içimizdeki umudu her zaman korumalıyız. Sevgiyle, saygıyla ve hoşgörü ile çevremize yaklaşarak, dürüstlüğe sıkıca sarılmalıyız.