Son günlerde parti gözetmeksizin Türkiye'deki belediyeler yaşanan sorunlar nedeni ile gözlem altında. Vatandaş, belediye seçimlerinde kendine dayatılan adaya, neden oy vermek zorunda bırakılıyor?

Belediyecilikten anlamayan, yalnız kendi siyasi ihtirasları için, kendi adamı olsun diyerek iş bilmez adaylar yüzünden vatandaş hizmet almak bir yana dursun, artık canlarından olmakta. Bu yazımda bir özlü sözde dediği gibi satırı tek taraflı vurmayacağım. Evet, belediyeler en büyük darbeyi AK Parti hükümeti zamanında çıkarılan 12 Kasım 2012 tarihli yasayla aldı. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde yürürlüğe girmesiyle tüm belediyelerin kaynaklarının eksilmesine ve ilçe belediyelerinin iller bankasından gelen gelirinin yüzde 60 kaybolmasına sebep olmuştur. Yatırım bekleyen vatandaş, ilçe belediyelerinin kaynak yok serzenişi sonrası Büyükşehir Belediyesi'nde yetişmekte zorluk çekiyoruz karşılığını almakta. Yani iki ucu boklu değnek misali idarenin yanlış kararlarının mağduru yine bizleriz.

İzmir'de son günlerde biri facia ile biten iki olay yine bir ihmal sonucu vukuu buldu. Alsancak’ta Kordon’a doğru bir ara sokakta senelerdir yapılmayan bir elektrik kaçağı, yağmurla göl olan sokakta iki canı bizden aldı. 6 yıldır bu şekilde bir problemin devam ettiği esnaf tarafından belirtilmekte. Gencecik iki yavrunun saniyesinde vefatına sebep olan ihmal, görenlerin ve duyanların içini kararttı. Sadece yolda yürürken hayata veda edebilmek bu kadar kolay işte. İnsan canı ne kadar kıymetli!

Bir diğer olay ise Üçyol’daki merdivenin kayışı. Bir anda ayaklarının altından kayarak birçok insanın yaralanmasına sebep veren bir korkutucu bir olay. Bu ihmallerin sebebi düşünülenin aksine, belediye değil. Ödenek eksikliğinden dolayı yenilenemeyen merdivenler, eksikler sebep oluyor bu duruma düşülmesine. Tasarruf Tedbirleri kapsamında yapılan bütçe kısıtlamaları, ödenek verilmemesi ve hükümetin belediyeleri kısıtlı çalışmaya zorlaması bu gibi problemlerin çözülememesine sebep oluyor. Kısıtlı bütçe, sürekli bozuk merdivene tamirat yapılmasına, sürekli problemin hafifletilmesi ve ertelenme durumunda kalmasına sebep oluyor. Günün sonunda kaybeden yine vatandaş tabii ki.
İşin özü,  AK Parti kendi içinde seçim yenilgisi suçlu arıyor ya suçluyu aramasına gerek yok suçlu güncel hükümet. Bunun asıl sebebi birçok büyükşehir belediyesinin başka partilere kaybedilmesidir. Halkın üzerinde bu şekilde büyük bir manipülasyon denenmektedir.
Bir sözümde belediye başkanlarına iş bilmez torpilli partizan elamanları kadrolarınıza doldurup, yandaş iş bilmez firmalara iş ihalelerini vererek suçu üstünüzden atarak, Genel müdür veya beyaz yakalı idarecileri suçlu göstererek işin içinden sıyrılamazsınız, bu dünyada sıyrılırsanız, âhirette hesâbını verirsiniz. 

Partilerin belediyelerin üzerinden elini çekmesi ve parti gözetmeksizin vatandaş için belediyeyi desteklemesi gerekmektedir. Günün sonunda kaybeden vatandaş olacaksa nedir bu yarış? Hükümetin, vatandaşın seçtiği belediyenin arkasında durmaması da vatandaşın kararına ve fikrine saygı duymadığı anlamına geliyor en nihayetinde. Sizler bu halk için yok musunuz? Amaç halkın refahı değil mi?
Şahsım bu yaşanan olaylarda kısıtlı imkanlar ve siyasi baskı ile görev yapan izsu ve metro a. ş. Genel müdürlerinin kusuru olmadığını ve görevlerinde aynı başarıları ile devam etmelerini dilerim. 
Her şeyin üzerine bir de Cemil Tugay üzerine konuşmak istiyorum. Kendisi çok iyi bir çıkış yaptı aslında. 90 dakikanın geri gelmesiyle İzmir halkı derin bir nefes aldı. Halkın tepkisini görüp nabzını ölçtü ve gerekeni yaparak işe başladı. Sırf bu ilk hamleyle bile Tunç Soyer’in aksine şehrin insanlarına hitap etmeyi başarmış gözüküyor.