Birkaç haftadır adalet hakkında yazıyorum. Özellikle ve önemle yazıyorum.

Çünkü Adalet olmayan yerde yıkım olur.

Adaletsizlik, toplumda ahlakı yok eder,

Ahlak öldüğünde, millet bölünür.

Bu da devleti yıkar, yok eder.

Boşuna dememişler,

Adalet olmayınca bir yerde, insan düşer o yerde her derde…

Belki de tarihin en eski devlet kültürüne ve teşkilat yapısına sahip Türklerde “Adalet” anlayışı devlet kültürüne kazınmıştır.

Adalet, devletin dolayısıyla da milletin en büyük güvencesi olmuştur.

Tüm tarihimiz boyunca da bu böyle süre gelmiştir.

Nitekim geçtiğimiz hafta da Adalet, devlete karşı oynanan oyunları boşa çıkardı.

Osman Kavala ile başlatılan oyun,

Bilinen adıyla Kobani davasında devam ettirilmek istendi.

Sosyal medyada, görsel, yazılı basında büyük yaygara koparıldı.

Yapılanlar normalleştirilmeye çalışıldı.

Ancak başarısız oldu mandacı zihniyet.

Çünkü devletin genlerine işlemiş Adalet anlayışı,

Türkiye Cumhuriyeti’nin teröristlerin oyuncağına olmasına,

Ülkemizin etnik kamplaşmasına,

Muhtemel iç savaşa,

Sinsi ve hain operasyonlara izin vermezdi, veremezdi.

Ayrıca yine hatırlatmakta fayda var;
Türk milleti kendini ve memleketin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz aklı evvellerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emelleri anlayamayacak ve onlara hoşgörü gösterecek bir millet değildir.

“Teröriste” terörist diyemeyerek işi sulandırmak isteyenlere,

Yarım, yanlış ve yanlı fikirlerle adalete zarar vermek isteyenlere karşı tek sözüm var,

Adalet konuştu artık susun…