İBB Başkanı İmamoğlu, 30 Ekim 2019'da Fransa'nın Strasbourg kentinde düzenlenen bir kongrede 31 Mart seçimlerinin iptal edilmesini eleştirmiş.d

Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu buna karşı yaptığı açıklamada, "Avrupa Parlamentosu'na gidip Türkiye'yi şikayet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek" demişti.

Gazetecilerin Soylu'nun bu sözlerini sorduğu İmamoğlu da "Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Tam da 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın" yanıtı vermişti.

İmamoğlu'nun bu sözleriyle seçimleri iptal eden Yüksek Seçim Kurulu'nu (YSK) hedef aldığı gerekçesiyle konu daha sonra mahkemeye taşındı.

Hazırlanan iddianamede İmamoğlu nasıl suçlandı?

İmamoğlu hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İBB başkanlığı seçiminin 6 Mayıs'ta iptal edildiği, yenilenen seçimde Ekrem İmamoğlu'nun seçildiği ve 4 Kasım tarihli basın açıklamasında YSK üyelerine hakaret ettiği öne sürüldü.

İddianamede İmamoğlu'nun "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret" suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar cezalandırılması istendi. Savcı, İmamoğlu hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "siyasi yasak" içeren 53'üncü maddesinin de uygulanmasını talep etti.

Ekrem İmamoğlu hakkında ne karar çıktı?

Davada 15 Aralık 2022'de karar çıktı. Mahkeme, İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına hükmetti ve TCK'nın 53'üncü maddesi uyarınca "siyasi yasak" hükmünü uyguladı.

Hâkim, Ekrem İmamoğlu'na verdiği cezada takdir indirimi yapmadı. Tabii ki kararın kesinleşmesi için istinaf mahkemesi ve Yargıtay süreçlerinin de tamamlanması gerekiyor. 

Bundan sonra ne olacak?

İmamoğlu'nun avukatlarının cezaya itirazı üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesine geldi. Ancak daire henüz bir karar vermedi. İstinafın itirazı reddetmesi veya kabul etmesi yönünde iki seçeneği bulunuyor. Ayrıca İstinaf kendisi de duruşma yaparak davayı ele alabilir.

 İmamoğlu'nun itirazı reddedilirse dosya bu kez Yargıtay 4. Ceza Dairesine gidecek. Yargıtay'ın kararı bozma veya onama yetkisi var. Karar bozulursa dava yerel mahkemede yeniden görülecek. 

Karar onanırsa Ekrem İmamoğlu hakkındaki ceza kesinleşecek ve siyasi yasaklı hale gelecek...

Bu yasak da, 2 yıl 7 ay 15 gün gibi görünse de infazın bitiminden ancak 3 yıl geçtikten sonra memnu hakları iadesi gerçekleşebileceğinden seçme ve seçilme yasağı 5 yıl 7 ay 15 gün sonra bitecek.

Aynı zamanda belediye başkanlığı düşecek …

Burada en önemli nüans, CHP’nin sınavı...

İmamoğlu nu nasıl koruyacak , sahip çıkacak ...

Kulislerde karar onaylanacak söylemi dolaşırken CHP nasıl bir duruş sergileyecek...

CHP Genel Başkanımız Özgür Özel’in "İmamoğlu’nun tavrı bizim tavrımız" cümlesi çok önemli .

Sonuca gelirsek , şu gerçeği unutmayalım ; bir belediye başkanına ceza vermek ile Türkiye’nin birinci partisinin Cumhurbaşkanı adayına ceza vermek hukuken doğal gibi gözükse de davanın siyasi olduğu tartışmaları gerçeğinden hareketle siyaseten çok ama çok farklı.

CHP kurmaylarının yaptığı toplantılarda olası ceza durumunda İmamoğlu’nu aday gösterme kulislerinin konuşulduğu bu ortamda, muhtemel aday konumunda olan sayın Yavaş’ın her an CHP’den istifa edecek söylemlerinin dolaştığı bu atmosferde, bana göre CHP hiç vakit kaybetmeden amasız, fakatsız Ekrem İmamoğlu’nu CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmeli ...

Ve Ekrem İmamoğlu’nun Türkiye Belediyeler Birliği başkanı sıfatı avantajını da kullanarak bugünden Anadolu yollarına çıkmalı...