“Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar/Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu. Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu

Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok/ Şeker bile yiyemez ki kağıt gibi yanan çocuk/Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver/Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler” Nazım Hikmet

Yeni bir "Çernobil" korkusuyla karşı karşıyayız. Zaporijya NGS'deki yangın, savaş bölgelerinde bulunan nükleer tesislerin ne kadar büyük bir risk oluşturduğunu gözler önüne serdi. Nükleer enerji tesisleri, barış zamanlarında dahi büyük bir dikkat ve özen gerektirirken, savaş koşullarında bu tesislerin güvenliğini sağlamak çok daha zorlu hale geliyor. Soğutma sistemlerinde meydana gelebilecek herhangi bir arıza, reaktörlerin aşırı ısınmasına ve potansiyel bir nükleer sızıntıya yol açabilir. Bu durum, milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atabilecek bir felakete dönüşebilir.

Çernobil felaketi, insanlık tarihinde nükleer enerjinin yanlış yönetilmesinin nelere yol açabileceğini en acı şekilde gösteren bir olaydı. Zaporijya NGS'de yaşanan bu son gelişme, dünya genelinde benzer bir felaketin tekrarlanabileceğini yeniden tetikledi.

Şubat 2022’de, Rusya, Ukrayna’ya karşı geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı. Bu operasyon, hem Ukrayna içinde hem de dünya genelinde büyük bir şok etkisi yarattı. Rusya, bu operasyonu “özel askeri operasyon” olarak nitelendirse de, birçok ülke bunu açık bir işgal olarak değerlendirdi. Ukrayna’nın başkenti Kiev’e kadar ilerleyen Rusya, büyük şehirlerde yoğun çatışmalara girdi ancak Ukrayna ordusunun direnişi ve uluslararası destek nedeniyle hızla geri çekilmek zorunda kaldı.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik bu saldırısı, Batı dünyasında büyük bir tepkiye neden oldu. ABD ve Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülke, Rusya’ya karşı sert ekonomik yaptırımlar uyguladı. Aynı zamanda, Ukrayna’ya askeri, ekonomik ve insani yardım sağlamak için çeşitli girişimlerde bulunuldu. Bu süreçte, Türkiye gibi ülkeler de arabuluculuk yapmaya çalışarak, savaşın diplomatik yollarla sona erdirilmesi için çaba gösterdi.

Savaş, Ukrayna’da büyük bir insani krize yol açtı. Milyonlarca insan, çatışmalardan kaçarak komşu ülkelere sığındı. Bunun yanı sıra, Ukrayna’nın altyapısı ciddi şekilde zarar gördü ve ülke ekonomisi büyük bir darbe aldı. Uzun vadede, bu savaşın hem Ukrayna hem de Rusya için ciddi ekonomik ve sosyal sonuçları olacağı aşikar.

Gelecekte, savaşın nasıl evrileceği belirsizliğini koruyor. Diplomatik çözüm arayışları devam etse de, sahada çatışmaların sürmesi, bu sürecin uzun ve zorlu olacağını gösteriyor. Ancak, uluslararası toplumun baskısı ve yaptırımların etkisi, tarafları müzakere masasına getirebilir ve nihayetinde bir barış anlaşmasına yol açabilir.

Dileğim bir an önce  barışın sağlanması ve halkın rahat bir nefes almasıdır.