ABD, AB destekli Ukrayna - Rusya savaşı, yine ABD destekli İsrail’in Ortadoğu’yu ilhaka kalkışması, dünyaya yayılan göç dalgası, iklim değişikliği, nükleer denemeler, kalemşörlerin üçüncü dünya savaşı senaryoları...
Türkiye dünyayı sarsan sorunların tam merkezinde. Ülke içinde; emekli maaşları, asgari ücret, ekonomi tartışmaları sürüyor. Muhalefet var olan “anayasa uygulanmıyor” derken iktidar “yeni anayasa yapalım” diyor. Ülke dinamizmi yaratılması gerekirken, belediye başkanı yerine kayyum atamalarıyla gerginlik oluşuyor.
Ülke siyasetinde bir çok siyasi parti yerli, milli söylemleriyle yerden toz kaldırırken yerli- milli değerlerin kaybının çetelesini küresel sermaye tutuyor olmalı!
Türkiye dünyanın neresinde?
● Şehirlerde OSB’ lerde (Organize Sanayi Bölgesi) kaç tane yerli milli fabrika kaldı? Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Odalar Birliği’nin kaç üyesi yerli? Tarım alanında kullanılan tohumların, gübrelerin, ilaçların, tarım aletlerinin kaç tanesi yerli ve milli?
● Tarım ürünlerinin ne kadarı ülkede üretiliyor?
● Vahşi madencilik, HES, jeotermal, termik santral, taş ocaklarıyla kirletilen su, zehirlenen toprak tartışmaları büyüyor.
● Şehirlerde, kasabalarda çarpık imar planlarından dolayı, tarım alanlarının, meyve bahçelerinin yok oluşunu bırakınız, trafik tıkanıklığı, araç parkı yeri yok.
Bütün bu sorunları iç siyasetle çözme, güçlendirip, ekonomik ve siyasal bağımsız ülke olarak dış politikayı belirlemek gerekirken iç siyaset yoksulluğu, sefaleti, kamplaşmayı körüklüyor.
Eğitim, sağlık alanında özelleştirmeler okul ve hastaneleri , “ticari işyerine dönüşüyor.”
Çin, Türkiye'ye araba fabrikası kuracak” işsizler kurtulacak.” Uruguay’dan kırmızı et alınacak “sofralarda et bulunacak” duygularıyla sevinç çığlıkları atılıyor.
Türkiye halkları buna layık mı?
Milliyetçilik bu mu?
Halkçılık bu mu?
Devletçilik bu mu?
Yerlilik- millilik bu mu?
Gün, Türkiye yoksullarının ortak sorunlarının ortak çözümü için halkların birlikte mücadelesi güçlendirilme günü. Gün, demokrasinin işlerliğini kazanması günüdür. Gün, kayyum atamalarıyla iç siyasette gedik açma günü değil.
Farzımal hukukun gereği işlenmiş suçtan ötürü seçilmiş belediye başkanı görevden alındı. Yerine yine hukukun gereği olarak belediye meclisi içinden başkan seçilmesi gerekmiyor mu?
Hukukçular, yasalara göre ‘evet’ diyorlar.
Atamalar niye?
Türkiye’nin gündemi bu olabilir mi?
Sınavlara güvensizlik.
Sağlığa güvensizlik.
Eğitime güvensizlik.
Hukuka güvensizlik.
Siyasete güvensizlik.
Güvenlik sistemine güvensizlik.
Gıda ürünlerine güvensizlik… Tartışılıyor.
NE YAPMALI?
İşçilerin, memurların, emekçilerin ortak taleplerinin çözümü için, ortak mücadelesiyle küresel sermayeye ekonomik ve siyasal bağımlılık ortadan kaldırılmalı. İthal eden değil, üreten tam bağımsız Türkiye inşa edilmeli.
Hadi hayırlısı…