Bekir Ağırdır’ın kurduğu Veri Enstitüsü’nün ilk araştırması yayınlandı. Büyük bir zevkle okudum. Türkiye’nin yeni toplumsal kümelerini 7 şemada açıklıyor Ağırdır;

-        Kentli Dijitaller

-        Taşralı Muhafakazakarlar

-        Yeni Orta Sınıf

-        Kentli Karamsar Gençler

-        Kırılgan Orta Yaş

-        Kentli Gelenekselciler

-        Mutsuz Yoksunlar.

Hangisiyim? Bulamadım. Hiçbir kategoriye uymuyorum. Demek ki şuan toplumda bir işim yok dedim ve Yapay Zeka’nın peşindeki 8. kümede olabileceğime karar verdim.

Yapay Zeka mükemmel. Kendimi sürekli robotlarla iş yaparken hayal ediyorum. Sohbet konularım da gündelik konular çok az yer kaplardı herhalde.

Ansiklopedik bilgi ile yaratıcı zekanın birleşimi inanılmaz bir deneyim değil mi? İnsan psikolojisinin olmadığı iş arkadaşlıkları, dostluklar, ilişkiler daha fazla konforlu olmaz mı? Empati kurma gereksinimi duymadan iş yaptığınızı hayal etsenize. Verim çok daha fazla olmaz mıydı? Kimse hiçbir şeyi yanlış anlamıyor, kırılmıyor ve tüm iletişim hataları yeryüzünden siliniyor. İnsan beyni bunu yapabilseydi harika olurdu ama onun yerine yapay zeka yapacak, yapmaya başladı bile. Tüm iletişim hataları yeryüzünden silinecek gibi hissettirmiyor mu? Rahata bak!

Yapay zeka paraya ihtiyaç duymayacağı için bebek öldürmez değil mi? Bitcoine, borsaya falan kafa yorar herhalde.

Cinsel sapkınlıkları olmayacağı için çocuklara tecavüz etmez.

Psikolojisi olmayan yapay zekalarla, travmalardan arınmış düşüncelerle bir yaşam çok ferah değil mi? Bence müthiş bir yapay zeka ile günlük bir saatlik bir sohbet bir yılda insana 10 yıllık bir yaşam tecrübesi sunabilir. İmkanımız olsa, gündelik dertleri olan arkadaşlarımız yerine bu makineleri tercih etmez miyiz? Haydi dürüst olalım. Bizi bilgiden bilgiye muhabbette sörf yaptıran bir makine kaç arkadaşa bedeldir? Avami zevklerimizi insanlarla tatmin edip gelişimimizi yapay zeka ile sağladığımız bir dünya hayal ediyorum. Özetle sekizinci bir toplumsal sınıf şart(!)