Türkiye siyasetinde her gün yeni bir "olmaz" yaşanıyor. Alıştık derken, bir yenisi daha geliyor ve yine şaşırtmayı başarıyor.

Bu kez şaşkınlık merkezi MHP. Üç milletvekili;  Hasan Basri Sönmez, İsmail Akgül ve Mustafa Demir, istifa ettirildi. Evet, doğru okudunuz: İstifa etmediler, ettirildiler.

Haklarında çeşitli iddialar var. Doğrudur yanlıştır bunu bilemeyiz.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın sosyal medyada yaptığı kısa bir açıklama olayın resmi tarafını özetliyor: “Parti içinde devam eden bir inceleme mucibince…” Bu üç milletvekili hakkında ne tür bir inceleme yapıldığına dair tek kelime yok. Peki milletvekilleri ne yaptı? Beklediğimiz gibi kendilerini savunmadılar, çıkıp “Bize iftira atılıyor” da demediler. Aksine, istifa ettirildikten sonra öyle bir bağlılık mesajı verdiler ki akıllar karıştı:

Bolu Milletvekili İsmail Akgül: “Liderimizin yanından bir adım geri atmayacağız. Verilen karar başımız üstünedir.”

Kilis Milletvekili Mustafa Demir: “Liderimizin ve partimizin son nefesine kadar emrindeyiz.”

Soruyorum: Bir partinin liderine böylesine bağlılık yemini eden milletvekilleri neden partiden uzaklaştırılır? Hangi gerekçe bu açıklamalarla bağdaşır?

Kol kırılır yen içinde kalır olmaz. Bu partiye gönül veren oy veren milyonlar nedenini bilmeli.

Eğer bu vekiller, iddia edildiği gibi parti içi disiplini bozan bir şey yapmadıysa, neden çıkıp “Karar adil değil, hakkımızı arayacağız” demiyorlar? Yok eğer suçsuzlarsa, neden bu bağlılık mesajlarıyla suskun kalmayı seçiyorlar? Bu durum şu iki soruyu akla getiriyor:

Bu milletvekillerinin istifası gerçekten bir disiplin sorununun sonucu mu?

Yoksa “lider sevgisi” ve bağlılıkta ölçüyü kaçırmak, partide kalmanın önünde bir engel mi?

Açıklamalarına bakarsanız, bu vekiller sanki lidere olan sevgileri yüzünden dışlanmış gibi görünüyor. Elbette bu, komik bir varsayım. Ama bu açıklamalar başka nasıl bir anlam taşıyabilir?

Türk siyasetinde eleştirel düşünce pek sevilmez; itaat daha makbuldür. Ancak bu örnekte, itaatin bile aşırıya kaçması mümkün görünüyor.

Belki de bu vekiller, kendilerini savunmak yerine, “Liderimiz haklıdır” diyerek siyasi kariyerlerini kurtarma telaşında. Ama bu, hem liderlerine hem de seçmenlerine açıklama borçlu oldukları gerçeğini değiştirmez.

Bir soruyla bitirelim: Bu milletvekillerinin bağlılık yemini mi abartılıydı yoksa onları partiden uzaklaştıran karar mı? Herkes kendine göre bir anlam çıkarsın, çünkü kimsenin ortadaki duruma net bir açıklaması yok.

Türkiye’de siyaset tam da böyle: Sorular soruluyor ama yanıtlar hep havada kalıyor.

GÜNÜN SÖZÜ

MHP seçmeninin, doğruları bilme hakkı var