Gazeteciler, tarihin sessiz tanıklarıdır. Kaleme aldıkları her kelime, geleceğin arşivlerinde yerini alır.

Bugün, tarihe not düşülmesi gereken bir iddiadan ve bu iddianın olası yansımalarından bahsetmek istiyorum.

Sözcü TV Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal’ın ortaya attığı iddia, siyasetin dalgalı denizlerinde yeni bir fırtına estiriyor.

Portakal, İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağını öne sürdü. Ayrıca, İYİ Partili Kürşat Zorlu’nun AK Parti’ye geçişini, Ünal Karaman’ın izleyeceğini, bunu büyük planın adımları olarak değerlendirdi.

Eğer Fatih Portakal’ın iddia ettiği gibi Meral Akşener AK Parti’ye geçer ve

Cumhurbaşkanı Yardımcısı olursa, bu geçişin temel taşı “Parlamenter Sistem” olacaktır.

Evet yanlış duymadınız.

Parlamenter sistem.

Meral Akşener, eğer doğruysa bu geçişini, “Vatandaşlara verdiğim sözü tutmak ve Türkiye’yi tekrar parlamenter sisteme döndürmek için buradayım…” diyerek açıklayıp, kamuoyunu ikna etmeye çalışacaktır.

Peki ya Cumhurbaşkanı Erdoğan?

Başkanlık sisteminin en güçlü savunucusu olan Erdoğan, böylesi bir sistem değişikliğini kabul eder mi?

Cevap basit: Mevcut sistemin getirdiği yetkilerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası dönemde kimin elinde olacağı meselesi. Bu yetkilerin bir başkasına devredilmesini çok istediğini sanmıyorum. İşte bu noktada, Akşener’in “anahtar” rolü devreye giriyor.

Hem geçişe önemli bir argüman bulunmuş olacak hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası dönemin şekli çizilecek.

Eğer 23 Şubat’taki AK Parti Büyük Kongresi’nde bu senaryo gerçekleşirse, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olacağı seçimde AK Parti’nin seçim sloganı da   “Parlamenter sisteme dönüyoruz!”  olacaktır.

Bunu şimdiden yazmış olayım.

Bu sloganın, mevcut ekonomik ve siyasi koşullarda seçmene hitap edebileceği düşünülüyor.

Şimdi bir kez daha düşünün: Eğer bu iddia gerçek olursa, siyaset sahnesinde ne değişir? Eğer doğru çıkmazsa, bu tür iddialar, siyasetin spekülasyondan ne kadar beslendiğini bir kez daha kanıtlar.

Ne olursa olsun, gazeteciler tarihin tanıklarıdır ve bu satırlar bir gün dönüp baktığımızda tarihin notları olarak kalacaktır.

GÜNÜN SÖZÜ

Demedi demeyin!