15 Ocak Çarşamba günü saat 10.00’da İZQ İnovasyon Merkezi’nde, Ege Genç İş İnsanları (EGİAD) Derneği’nin Olağan Genel Kurul toplantısına katıldım.
Erkek, kadın ışıl ışıl gençlerin doldurduğu salonda adeta enerji patlaması yaşanıyordu.
Saygı duruşunun ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından, bir genel kurulda yapılması gerekenler yerine getirildi ve dört yıllık icraatlarını değerlendirmek üzere Alp Yelkenbiçer kürsüdeki yerini aldı.
Konuşmasının başında, son iki yıl içinde vefat eden üyelerine sevgi ve saygılarını ileterek ne denli önemli olduklarını vurguladı. Görevi süresince her daim desteğini esirgemedikleri için eşine, iki yaşındaki oğluna ve ailesine teşekkür etti.
Daha sonra ‘Helalleşme Günü’ diyerek tüm salona hitap etmeye başladı.
EGİAD’ı dev bir gemiye benzetti. Üyelerini bambaşka bir hayata ve maceralara taşıyan. Onlara yeni fikirler ve yeni imkanlar sunan.
Başkanları ise, belirli sürelerle bu geminin dümenine geçerek rotayı belirleyen kaptanlara benzetti.
Ancak kurumun esas belirleyicileri ve başarıyla ayakta tutanların üyeler olduğunun altını çizdi.
Dört yıl önce başlayan görevlerini, pandemi süreci nedeniyle çok zor şartlarda sürdürdüklerine dikkat çekerek, nasıl ayakta kalıp, başardıklarını ve kriz dönemini nasıl fırsata çevirdiklerini, yaptıkları çalışmaları, yurt dışı ve yurt içi seyahatlerle birlikte katıldıkları fuarları anlattı.
Yelkenbiçer sözlerine şöyle devam etti, “Göreve başladığımız gün altını çizdiğim çok önemli bir husus daha vardı. Atamızın bize işaret ettiği “muasır medeniyetler seviyesinin” hâlâ ne kadar güncel ve anlamlı olduğunu vurgulamıştım. Bu hedefe ulaşmak için toplumun tüm bileşenleriyle yan yana, omuz omuza çalışmanın zorunlu olduğunu ifade etmiştim. Bunu başardık. Geçmişimize sahip çıkma sözümüzü tuttuk, Cumhuriyetimizin 100. Yılını EGİAD’a yakışır bir şekilde kutladık”
Açıklamalarının devamında da uzun bir süre, tüm birimleriyle yaptıkları çalışmaları ve başardıklarını tek tek detaylandırdı.
En sonunda da süper projelerine dikkat çekti. 2004 yılındaki yönetimin Urla’da yaptırıp Milli Eğitim Bakanlığına bağışladıkları EGİAD Ortaokulunu ve kendi dönemlerinde gerçekleştirdikleri okulun 17 milyon TL değerindeki spor salonunu da hizmete açtıklarının müjdesini verdi.
Konuşmasını, “EGİAD’ın her zaman bir üyesiyim ve ömrümün sonuna kadar bu büyük ailenin bir parçası olmaktan gurur duyacağım” sözleriyle tamamladı.
O an çok önemliydi. Tüylerim diken diken oldu.
Çünkü tüm üyeleri onu ayakta alkışlıyorlardı.
İnandıkları, sevdikleri başkanlarını uğurluyorlardı.
Bu bir mecburiyet veya menfaat fotoğrafı değildi. Bu gönülden bağlı oldukları liderlerine duydukları gerçek saygıyı, vefayı anlatan bir fotoğraftı.
Başkan olmanın dışında lider olmak kolay değildir. Herkes lider olamaz.
Gönüllerde böylesine taht kurmak, sevilmek ve takdir görmek çok önemlidir. Ne mutlu sana.
Yarınlardaki yolun hep açık olsun….