Kıbrıs meselesi, yıllardır çözülemeyen bir sorun olarak uluslararası arenada yerini korurken, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın son açıklamalarıyla yeni bir dönemin kapıları aralanıyor.
Ankara’da, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile yapılan görüşmeler, Kıbrıs Türk tarafının net bir duruş sergilediğini bir kez daha ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın Türkiye ziyareti, sadece bir protokol teması olmanın ötesinde, Kıbrıs Türk siyasetinin dünyaya duyurulması ve kabul edilmesi adına önemli mesajlar içeriyordu. Tatar, BM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan konuşmaların, Kıbrıs Türk tarafının iki devletli çözüm vizyonunu destekleyen güçlü bir zemin oluşturduğunu vurguladı. Bu bağlamda, Tatar’ın “Federasyon defteri kapanmıştır” ifadesi, artık tarafların federasyon tabanlı çözüm görüşmelerine dönmesinin mümkün olmadığını ve yeni bir siyasetin inşa edildiğini gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları, Kıbrıs meselesinin çözümünde iki devletli yaklaşımın Türkiye tarafından tamamen benimsendiğini net bir şekilde ortaya koydu. Yılmaz, “Kıbrıs Adası'nın gerçeği iki devlet ve iki toplumdur” diyerek, adada çözümsüzlüğün en büyük sebebinin, gerçeklerden uzak çözüm arayışları olduğunu belirtti. Bu açıklama, aynı zamanda, geçmişteki federasyon müzakerelerinin başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlatarak, Kıbrıs Türkü için adil ve sürdürülebilir bir çözümün ancak iki devletli yapı ile mümkün olduğunu işaret ediyor.
Tatar, BM ev sahipliğinde gerçekleşen gayri resmi yemek sonrası yapılan açıklamada, “iki tarafın ayrı pozisyonundan” bahsedilmesinin diplomatik anlamda bir kazanım olduğunu ifade etti. Bu, Kıbrıs Türk tarafının bağımsız ve eşit bir devlet olarak kabul edilmesi yönünde uluslararası farkındalığın artmaya başladığını gösteriyor. Özellikle Türkiye’nin bu süreçte Kıbrıs Türkü’ne olan desteği, taraflar arasındaki dayanışmayı güçlendiren önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Cevdet Yılmaz’ın, Türkiye’nin Kıbrıs Türkü için her türlü imkânını seferber etmeye devam edeceğini belirtmesi, Türkiye-KKTC ilişkilerindeki güçlü bağın sürdüğünü bir kez daha teyit etti. Yılmaz’ın konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının hak arayışının ancak Türkiye’nin desteğiyle gerçek bir çözüme ulaşabileceği vurgulandı. Bu dayanışma, yalnızca siyasal bir birliktelik değil, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle de güçlendirilmiş durumda.
Kıbrıs meselesi artık farklı bir eksende ilerliyor. Federasyon görüşmeleriyle kaybedilen onlarca yılın ardından, iki devletli çözüm vizyonu hem Türkiye hem de KKTC tarafından benimsenmiş durumda. Bu yaklaşım, Kıbrıs Türk halkının hak ve özgürlüklerini koruma, uluslararası alanda tanınırlık sağlama ve adada kalıcı bir barış tesis etme amacını taşıyor. Federasyon defteri kapanmış olabilir, ancak bu yeni siyasetin başarıya ulaşması, tarafların kararlılığı ve uluslararası toplumun adil bir yaklaşım sergilemesi ile mümkün olacaktır. Kıbrıs Türkü, geleceğe umutla bakmaya devam ediyor.