Her ne kadar 31 Mart yerel seçimlerinde CHP olarakçok büyük bir başarı sağlasak da maalesef hem oy veren halkımız için, hem de CHP örgütünde memnuniyetin sorgulandığına şahit oluyoruz...

Bu bazen ilçelerde, illerde yeterli performans gösteremeyen yönetimler, bazen yeterlilikleri sorgulanan üst düzey yöneticilerimiz, bazen de genel başkanımız Özgür Özel'in gündeme dair ortaya koyduğu duruşlar ile ilgili…

AKP genel başkanı karşısında ayağa kalkmahadisesi, “Seçimi alırsam bu sistemi devam ettireceğiz” sözleri,NewYork Türk Evi konusunda ABD istihbaratlarınca tespit edilmesine rağmen,“Türkiye rüşvet verecek kadar aciziyet içinde değildir"cümlesi ve her ne kadar konuşmanın tamamında o amaçla söylemek istemese de "Kürtlere bir devlet teklif ediyorum" sözleri gibi cümlelerin CHP'yi %37'lere ulaştıran kitlelerde bir homurdanmaya sevk etti...

Aslında klasik oyumuzun üzerinde alınan bu %12'lik artış konjöktörel bir oydu ve bu nedenle CHP yönetimi sürekli uyarıldı.Bu yüzden “Yüzde12'yi örgütleyemezsek yine klasik oy oranına düşeriz” uyarıları hep devam etti.

Bunun üstüne başta İzmir gibi şehirler olmak üzere aday olma kriterlerinin başka bir yere evrildiğini düşünen CHP'nin aksaçlıları da bu durumun getirdiği hareketlilikle CHP'de kurultay tamtamlarını şimdiden çalmaya başladı...

 Başlığımıza da gelirsek;aslında ülkemiz için koyduğumuz hedefleri gerçekleştirmenin, halkımızın sorunlarını çözebilmenin,yüzleri güldürmenin, gençler için Umut olabilmenin yolunun CHP'nin iktidar olmasından geçtiğine inanıyoruz...

Bence değişim kapsayıcı olmalıdır, sadece kişiye kişilere değil herkesi kucaklayacak bir yaklaşıma ihtiyaç var…

Bu değişimde, ülkede demokrasi ve özgürlükleri savunurken CHP içinde de demokrasi, demokratik değerler ve fikir özgürlüğü hakim olunmalıdır...

Partimiz kiminle duracağına, kimin karşısında,kimin yanında duracağına değil, öncelikle nerede duracağına karar vermeli ve kendini doğru tarif etmelidir...

 Mevcut hükümetin izlediği bu baskıcı totaliter anlayış ancak Cumhuriyet Halk Partimizin ortaya koyacağı cesur politikalarla yıkılabilir...

Bütün ulusal ve uluslararasıpolitikalarımızda Atatürk'ün tam bağımsızlık ilkesi mihenk  taşımız olmalıdır.Altı okun işaret ettiği halkçılık ve devletçilik ilkesi, eşitsizlikleri ortadan kaldırıp sosyal adaleti, güçlü sosyal devletisağlayacağına tüm paydaşlarıinandırmalıyız...

Sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri doğayla,çevreyle uyumlu, eşitlikçiözgürlükçü ,dayanışma ilkeleri etrafında bir yaşamı öngören politikalarımızın temel anlayış olduğunu, eşitsizliklerin doğa kıyımının, haksız rekabetin getirdiği olumsuzluğun terk edileceğini ortaya koymalıyız...

 Emeklilerin güvencesizlerin, yoksulların dezavantajlı grupların, artan ve ağırlaşan sorunlarına sosyal demokrat kimlikte bir parti olarak cesur ve kararlı politikalarımız ile çare bulacağımızı inandırmalıyız...

Ve hedef de "CHP'nin Türkiye'nin en iyi partisi olması değil, en iyi yönetilen kurumu" haline getirmek olmalıdır.