Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Karim AA Khan, Netanyahu ve Gallant hakkında Ön Yargılama dairesine tutuklama talebinde bulunmuş ve kameralar karşısında şov yapmıştı.

Görüntü mükemmeldi,

Ağdalı ve kulağa hoş gelen cümlelerle,

Sanki bir katilin cezalandırılması için dünyayı ayağa kaldırıyorum imajı çiziyordu savcı.

Gerçekten öyle miydi peki?

Savcıyı dinledikten sonra da ifade ettim.

Tekrar edeyim.

Davul zurna ile soruşturma talep eden savcı,

 “Soykırımdan” hiç bahsetmiyor ve sürekli “savaş suçu” ifadeleri kullanılıyordu.

Bu Uluslararası platformda İsrail’e destek olmak, can suyu vermekle eşdeğerdir.

Kaldı ki yapılanlara savaş suçu demek , Uluslararası Adalet Divanı tedbir kararını tartışılır hale getirmekten başka bir şey de değildir.

Savcı “ İsrail'in de halkını savunmak için harekete geçme hakkı vardır.”  İfadesini altını çizerek vurguluyordu.

Bu da İsrail’in yaptıklarına üstü örtülü meşruiyet kazandırmaktır.

Uluslararası Yargı kararı ile işgalci kabul edilenlere savcı tarafından böyle bir hak verilemez!

O topraklar Filistin’e aittir…

Bir savcı tarafından işgalci’lerin statüsü normalleştirilemez, hukuki bir kılıfa sokulamaz.

Savcının taleplerine Hamas’la başlamasından hiç bahsetmiyorum bile!

Kısacası hukuk, uluslararası bir tiyatroya alet edilmiştir.

Bu tiyatronun ikinci ayağı Ön Yargılama Dairesinin yaklaşık 10 gün içerisinde “tutuklama” kararı vermesi ile devam edecektir.

Bununla hem uluslararası kamuoyunun gazı alınacak hem de bu karar bir zaman gerekirse kuklacılar kullansın diye Netanyahu’nun tepesinde sopa olarak duracaktır.

Gelelim ana konuya ve çağrıma;

Savcının tutuklama talep dayanağı olan Roma Statüsüne göre, suçun işlenmesine asli veya feri fail olarak katılan, kararları alan, azmettiren ya da yardım edenler de isnat edilen suçlardan yargılanabilmektedir.

Bu durumda savcı, açıklamada verdiği sözü tutmalı ve hiç değilse aşağıda saydıklarımla ilgili derhal harekete geçmelidir.

 Yani Suçların işlenmesinde doğrudan etkisi olan İsrail Savaş Kabinesinin tümü,

İşlenen suçlara açıkça destek veren ve hakkında şikayet dilekçesi verilmiş AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen,

Sözde insan hakları savunucusu ve UCM üyesi İngiltere, Almanya, Kanada, Çekya, Avusturya  gibi İsrail’e destek veren devletlerin, devlet başkanları ile,

Ve elbette 7 Ekim’den bu yana gerek siyasi gerekse askeri olarak işlenen suçların tümüne açıkça destek veren, yardım eden, azmettiren ABD Başkanı Biden hakkında ( Aynı Putin’e yapıldığı gibi) tutuklama talep etmesini de bekliyor ve Savcı’ya açıkça çağrıda bulunuyorum.

Biden ve diğerleri tutuklansın!

Bahsi geçenler için delil toplamak için çok fazlada yorulmayacaktır Savcı !

Google’da kısa bir araştırma yapması yeterlidir.

 Savcı eğer bağımsız olduğunu iddia ediyorsa,

Gerçekten söylediği gibi bir hukuk mücadelesi veriyor, uluslararası insancıl hukukun tüm bireyler için geçerli olduğunu  ispatlamaya çalışıyorsa bu kişiler hakkında duraksamadan tutuklama talepleri için müracaat etmelidir.

Bakalım savcı sözünü tutabilecek mi?

Yoksa benim “tiyatro” sözüm mü doğru çıkacak?

Ben şimdiden yanılmış olmaya razıyım…