Son zamanlarda market raflarındaki fiyat etiketlerine dikkat ettiniz mi?

Bir kilo domatesin fiyatı altın değerinde, soğanın kilosu ise cebimizi yakıyor. Peki, bunun ardındaki temel sebep nedir?

Cevap basit: Ekilmeyen tarlalar.

Tarım alanlarımız ne yazık ki kaderine terk edilmiş durumda. İşte bu duruma karşı Tarım ve Orman Bakanlığı’nın attığı adım, hem umut verici hem de düşündürücü.

Eğer bir çiftçi iki yıol üst üste tarlasını ekmediyse, Bakanlık,   bu tarım arazilerini  “ekip, biçmesi şartıyla” kiraya verecek.

Çiftçilerin arazilerini ekmeme sebepleri çeşitli.

Kimisi girdi maliyetlerinden şikayetçi, kimisi ise ürününü pazarlayacak yer bulamıyor.

Mazot fiyatları, gübre maliyetleri, su kaynaklarına erişim gibi sorunlar, çiftçiyi ekim yapmaktan alıkoyuyor. Bu sorunlar çözülmedikçe, araziyi yasa yoluyla kiraya vermek üretimi gerçekten artırabilir mi?

Bakanlık, işlenmeyen tarım arazilerini sezonluk kiralayacak ve üretimi teşvik edecek.

Sahibine yarar sağlamayan tarla,  başka birinin elinde mi daha verimli olacak mı?

Sahibinin kira vermeden ekemediği tarlayı bir başkası kira ödeyerek nasıl ekecek, nasıl kazanacak?

Bütün bunlar soru işareti olarak duruyor.

 Ayrıca kiracılık modeli, uzun vadeli tarımsal planlama yapmayı nasıl mümkün kılacak?

Bu yeni düzenleme, çiftçiyi mecburiyetten tarla kiralamaya iten bir yapı oluşturursa, kısa vadede üretimde artış olabilir. Ancak uzun vadede ne getirir o da soru işareti.

Bence, üretimi artırmak için çiftçiye gereken desteği sağlamak, teşvik etmek ve altyapı sorunlarını çözmek daha etkili olur.

Eğer bu düzenleme başarılı olursa, belki de marketlerdeki fiyat etiketleri biraz daha nefes almamıza izin verir.

Ancak asıl soru şu:  Tarımsal üretimi artırmak, fiyatları düşürmek ve çiftçiyi desteklemek için sistematik bir değişime mi ihtiyacımız var, yoksa bu tür geçici çözümler mi daha etkili olacak?

Ekilmemiş tarla kalmaması için atılan bu adım önemli ama yeterli mi? Bu da soru olarak duruyor ortada.

GÜNÜN SÖZÜ

Toprak boşta, çiftçi borçta kalmasın