Sonbaharın kendini belli ettiği bu günlerde, elimize kitabımızı alıp biraz dinlenmek gerek.

Sizlere kitap önerilerimle yağmurun tadını çıkartacağınız muhteşem bir sonbahar dileyerek, okumanız gereken iki kitaplık mini listemi sunuyorum;

İnsanlığın Yeme Tarihi – Tom Standage                                                                                                                         

İnsanlığın dönüşümünde besinin oynadığı role dair göz kamaştırıcı bir tarih.

Besin, tarihte karın doyurmaktan çok daha fazlasını yapmıştır. İmparatorlukların kurulmasına yardım eden, sanayileşmeye katkı sağlayan, savaşların kaderini tayin eden ve bu sayede insanlığın gelişimine yön veren bir teknolojik araç olmuştur. Tom Standage, Çin’de M.Ö. 7500’de çiftçiliğin ortaya çıkışından, günümüzde yakıt üretimine kadar, toplumları şekillendirmede ve dönüştürmede besinin oynadığı rolü gözler önüne seriyor. Bunu yaparken arkeoloji, antropoloji ve iktisat gibi alanlardan yararlanıyor.

Mona’nın Gözleri Thomas Schlesser

10 yaşında görme yetisini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Mona adında zeki bir kızın hikayesini anlatıyor.

Mona'nın dedesi, bu zorlu süreçte ona destek olmak için onu Paris'teki en büyük üç müzeye (Louvre, Orsay ve Pompidou) götürmeye karar verir. Dede ve torun, bu sanatsal yolculuk boyunca sadece sanat eserlerini keşfetmekle kalmaz, aynı zamanda hayatın anlamı, aile, dostluk, aşk ve kayıp gibi evrensel temalar üzerine de derin düşüncelere dalarlar.

Son dönemin korkutucu gelişmeleri ve haberlerini kitaplara gömülerek hafifletebileceğimizi umuyorum.

23 Eylül kızım Rüya’nın doğum günü. İlk defa üçüncü sınıf olmasıyla birlikte doğum günü partisi istemedi. Sadece otele gitmek ve ona lego almamız yeterliymiş. Makyaj partisi? Hayır. Bay Tako? Hayır. Şahane bir dört katlı pasta? Hayır. ‘’Ailecek bir yemek ve oyuncakçıdan lego almak yeterli, haftasonu da otele gideriz’’ dedi. Hızlı büyüyor diyorlardı da bu kadar hızlı beklemiyordum. Biraz daha partilemek, pempe tütülerle etrafta salınmak ister diye düşünüyordum. Son bir haftadır bana verdiği cevaplara da çok şaşırmaya başladım. Olgun bir çocuktur ama beni çok erken nakavt etmeye başladı. Yemekle ilgili onu uyarsam çat o da uyarıyı bana ışık hızıyla geri gönderiyor. Gündemden kaçmak ve beynimi güçlendirmek için güvenli limanım, sığınağım kitaplara dalmam bundan. Bu arada o kadar çok Narinciğin haberlerine tanık oldu ki, ‘Çocuklar ölürken parti de ne ki anne’’ demesiyle noktayı koydu.