2024, doğal felaketlerden insan hakları ihlallerine, unutulmaz trajediler ve umut verici gelişmelerle dolu bir yıl olarak hafızalara kazındı.
Bir yılın sonunda geriye dönüp baktığımızda, akıllarımızda kalan olaylar hem umut verici hem de derin bir hüzünle yüreğimizi sıkar. 2024 de böyle bir yıl oldu: çelişkilerin, değişimlerin ve derslerin yılı. Bu yazıda, hem sevinç hem de kederin harmanlandığı bu yılın hatırlanması gereken başlıca olaylarına bir göz atacağız.
Deprem ve sel felaketleri
2024'te dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen doğal felaketler, insanoğlunun doğaya karşı sorumluluğunu yeniden düşünmesini zorunlu kıldı. Kahramanmaraş merkezli bir dizi yıkıcı deprem, çok sayıda can kaybına ve yaralanmaya yol açarak ülkede derin yaralar açtı. Yine benzer bir trajedi, Orta Avrupa'da yaşanan sellerle kendini gösterdi. Felaketlerin ardından dayanışma örnekleri görülse de, iklim krizinin hızla çözülmesi gerektiği bir kez daha çok net bir şekilde ortaya kondu.
Vicdanımızı yaralayan gerçekler
Kadın cinayetleri, ne yazık ki 2024'te de toplumsal hafızamızda karanlık bir leke bırakmaya devam etti. Ayşe Kara, Elif Yılmaz ve daha niceleri, şiddet sarmalının kurbanı oldular. Bu yılda öldürülen 217 kadın ve 42 çocuk, toplumun insan haklarına olan duyarsızlığını gözler önüne serdi. Adalet sistemindeki eksiklikler ve caydırıcı cezalardaki yetersizlik, bu trajedilerin devam etmesine olanak tanıdı. Kadınların ve çocukların yaşam haklarının korunması için hepimize düşen sorumluluklar olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Global ihlaller
Dünya genelinde demokrasi ve insan hakları ihlallerinin arttığı bir yılı daha geride bıraktık. Gazze şeridinde yaşanan şiddet, binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Ukrayna'daki sürekli savaş hali, sivil kayıpların ve yerinden edilmelerin artmasına yol açtı. Çin'de Uygur Türklerine yönelik baskılar ve İran'daki protestolara uygulanan sert yaptırımlar da insan haklarının çiğnendiğine dair örneklerdi. Bu olaylar, evrensel insan hakları anlayışının ne kadar hassas bir zeminde bulunduğunu gösterdi.
Umut veren yüzü
Elbette 2024 yalnızca felaketlerden ibaret değildi. Bilim ve teknoloji alanında yaşanan yenilikler, geleceğe dair umut verdi. Kanser tedavisinde kullanılan yeni bir gen terapisi, milyonlarca hastanın yaşam kalitesini arttırma potansiyeline sahip oldu. Uzay teknolojilerinde atılan adımlar ise, insanoğlunun bilinmeyenlere olan merakını ve kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.
Geleceğe umutla bakmak
2024, hafızalarımıza kazınan çelişiklerle dolu bir yıl olarak sona erdi. Bu yılı geride bırakırken, yaşanan olaylardan ders çıkartmak ve geleceğe daha umutla bakmak zorundayız. Adalet, dayanışma ve toplumsal bilinçle, 2025'in daha aydın bir yıl olması için hepimiz çaba göstermeliyiz. Unutmayalım ki, her kayıp ve çıkarılan ders, daha iyi bir yarını inşa etmek için bir fırsat sunar.