Tarım, bir ülkenin en stratejik sektörlerinden biridir. Gıda arzının temel kaynağı, köklü kültürlerin yaşam damarıdır. Çiftçi olmak bir zamanlar gurur vesilesiyken, şimdi büyük bir ekonomik savaş haline geldi.
Bir tarla içerisinde sıcak güneşin altında çalışan çiftçiyi düşünün. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan emek, geceye kadar sürebilir. Ancak bu zorluğun karşılığında elde edilen gelir, gün geçtikçe azalıyor. Tohumdan gûreye, mazottan ilaçlara kadar her şeyde artan maliyetler, çiftçinin belini büyük oranda büküyor.
Türkiye, dünyanın sayılı tarım ülkelerinden biri olmasına rağmen, çiftçilerimizin sorunlarını çözmede geri kalıyor. Tarım kredi borçları ve üretim maliyetlerinin artışı, bu alandaki temel problemlerin başında geliyor. Devlet desteklerinin yetersiz kalması ya da zamanında ulaşmaması, çiftçiyi ya üretimden uzaklaştırıyor ya da üretim kalitesinden ödün vermeye zorluyor.
Üretim maliyetlerinin ötesindeki gerçekler
Mazot fiyatları, elektrik maliyetleri, tarım ilaçları ve gûre gibi temel girdilerdeki fiyat artışı, çiftçinin kâr marjını neredeyse sıfıra indiriyor. Bunun sonucunda da ya üretim azalıyor ya da tarımdan tamamen çekilen çiftçi sayısı artıyor. Bu durum, uzun vadede ülkenin gıda arzını tehlikeye sokacak bir senaryoya kapı aralıyor.
Ayrıca, tarım ürünlerinin fiyatlarının piyasada yüksek olmasına rağmen, çiftçi bu fiyat artışından faydalanamıyor. Zincirin öteki ucunda aracıların kar marjı artarken, çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor.
Tarımda sürdürülebilirlik ve azim
İşin bir de ekolojik boyutu var. Sürdürülebilir bir tarım politikası olmadan çevresel dengeleri korumak mümkün değil. Toprağa gereken özeni göstermeyen, sadece maliyet düşürme hedefiyle yola çıkan yaklaşımlar, uzun vadede daha yüksek maliyetler yaratıyor. Toprak kalitesi bozuluyor, su kaynakları tükeniyor ve biyolojik çeşitlilik zarar görüyor.
Burada çiftçinin azmi devreye giriyor. Tüm zorluklara rağmen, topraktan kopmayan çiftçilerimizin çabaları bir kahramanlık hikâyesi gibidir. Ancak bu azim, gerekli destek olmadan yeterli olmaz.
Tarımda çiftçinin geleceği
Tarımın geleceğini kurtarmak için hem çiftçinin mali yükünü hafifletecek hem de üretim kalitesini artıracak politikalara ihtiyaç var. Çiftçi, toprağın terini sofralarımıza taşıyan bir emek kahramanıdır. Onların ekonomik savaşını kazanması, sadece tarım sektörü için değil, Türkiye’nin geleceği için de kritik bir öneme sahiptir. Tarımın sadece bir meslek değil, geleceğin umududur.