Geçtiğimiz günlerde “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” genelgesi yayımlandı.
Genelgede,“Aile kurumunun korunması için alınan tüm önlemler elzemdir” cümlesi dikkat çekiciydi.
Bu önlemler ve uygulaması da yine milli geleceğimiz için kritik bir hal aldı çünkü.
Pansuman önlemlerin yeterli olmadığını, objektif yöntemlerle tespit edilen konularda ıslahın kaçınılmaz olduğunu açıkça ifade etmem gerekir.
Ailenin ve toplumsal yapının korunması konusunda sert bir mücadele verilmesi gerektiği de açıktır.
Anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerin arkasından dolanılmasına, sapkınlık ve sapıklıkların hukuki meşruiyet kazandırılmasına müsaade edilmemelidir.
Gerçekten de çok zor bir dönemde geçiyoruz.
Aile yapımızı koruyamaz, aileye,gençliğe yatırım yapmazsak Türkiye Yüzyılı ile amaçlananmanevi ve kültürel değerlerimizi özümsemiş, düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, yeni gelişmelere açık, sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı yüksek, bilim ve teknolojiüretimineyatkın,girişimci, demokrat, kültürlü ve inançlı nesillerin yetiştirilmesi beklentimiz maalesef gerçekleşemez.
Bu da karanlık bir gelecek demektir.
O halde alınacak önlemlerden ilki, hem sahada olmaktan, hem de sahada aktif olmaktan geçmektedir.
Böylece sözde “Onur ayı” adı verilen sapkın ve sapık etkinliklerin karşısında sert bir mücadele imkanı doğacaktır.
Bunu yazılı, görsel ve sosyal medyada aktif olmak takip etmektedir.
Özellikle sosyal medya ilenormalleştirmeye çalışılan hem aile yapımızı hem de cinsel eğilimleri bozmaya yönelik tüm yayın ve programlara karşı etkin bir duruş sergilenmelidir.
Öğle kuşağında yayınlanan ve sözde ailelere hitap eden ancak toplumumuzun aile yapısını küçük düşüren programların tamamının yasaklanması, sosyal medyada caydırıcılığı olan etkin denetimlerin yapılması olmazsa olmazlardandır artık.
Tüm bu mücadelenin temel dayanağı ise yasal düzenlemelerden geçmektedir.
Dünyada pek çok devletin bireyleri cinsiyetlerine kadar kimliksizleştirmek, millî ve manevi değerlerinden soyutlamak ve nihayetinde aile kurumunu ve millî devleti yok etmek üzere kullandığı asimetrik bu silaha karşı yasal tedbirler aldığı bir dönemde bizim hareketsiz kalmamız geleceğimiz açısından intihar mahiyetinde olacaktır.
Eş anlatımla hak ve özgürlük kılıfı altında meşrulaştırılmaya ve hukukileştirilmeye çalışılan bu sapkınlıklara karşı Rusya’da,Çin’de ve Gürcistan’da ve giderek artan pek çok ülkede olduğu gibi yasal düzenleme ile yasaklamalar getirilmelidir.
Bu sapkınlık ve sapıklıkları teşvik etmek, her ne nam adı altında olursa olsun yapılanmalarına izin vermek yasal anlamda yasaklanmalıdır.
Gazze’de çocuk ve kadınların canına ve geleceğine kim kastediyorsa, bu sapık ve sapkınlıklarla çocuklarımızın, gençliğin ve insanlığına geleceğine onlar kastediyorlar unutmayalım.
Yine unutmayalım ki marufu, iyi, güzel ve doğru olanı seçme mücadele edilmeden kazanılamaz.