İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İZKİTAP adıyla düzenlediği kitap fuarı büyük bir heyecanla açıldı.

Binlerce kitap, yüzlerce yazar ve okurlar, kültürle buluşmanın sevincini yaşamak için oradaydı. Kitap fuarları, her zaman kitap kokusuyla büyüyen, edebiyata ve sanata gönül verenler için bir cennettir. Ancak bu yılki fuarda, farklı bir tabloyla karşılaştık.

Fuarın en ucuz kitapları, 20 liraya bile bulabileceğiniz standlar boş kaldı. Ne yazık ki, kültürel birikimleriyle öne çıkan yazarların kitapları pek ilgi görmedi. Popüler olmayan yazarların imza günlerine neredeyse kimse katılmadı.

Öte yandan, televizyonda görmeye alıştığımız, yarışma programlarıyla şöhret bulmuş isimlerin bulunduğu standlarda uzun kuyruklar vardı. Özellikle MasterChef yarışmasıyla ünlü olan Somer Sivrioğlu’nun yemek kitapları 500 liraya satılmasına rağmen adeta kapışıldı.

Bu durum, toplum olarak kitabın içeriğine değil, popülerliğe olan ilgimizi bir kez daha gözler önüne serdi. Sadece ünlü bir kişinin kitabını almak için orada olmayı anlamak gerçekten zor.

Kitapları bir kültür ürünü olarak değil de, şöhretli insanlarla aramızda bir bağ kurmanın aracı olarak görmeye başladık. Fuarda bulunan pek çok değerli eserin yanında, bir yemek kitabının 500 liraya satılması ve ilginin ona kayması, popülist kültürün bizi nasıl yönlendirdiğini gösteriyor.

Toplum olarak yemek düşkünü olabiliriz; sonuçta mutfağımızla gurur duyan bir milletiz. Ancak bu durum, yemek kitaplarına olan ilginin artmasıyla açıklanamaz. Buradaki asıl mesele, televizyon ekranlarında gördüğümüz kişilere olan hayranlığımızın bir yansıması.

 Bir kitap fuarına gidip, orada bulunma amacımızın kitaplarla değil de, ünlü bir şefle fotoğraf çekilmek olması düşündürücü değil mi?

Oysa fuarda yer alan standlarda, çok uygun fiyatlara satılan, birçoğumuzun hayatına dokunabilecek nitelikte eserler vardı. Ancak ünlü isimlerle dolu standların kalabalığı, kitap kültüründen uzaklaştığımızı ve daha çok sosyal medya kültürüne, “ünlülerle aynı ortamda bulunma” arzusuna kapıldığımızı gösterdi. Gerçek kitap tutkunları için bu durum elbette rahatsız edici. Çünkü kitap fuarları, kültürel bir paylaşım alanıdır; popülerlik uğruna değersizleşen bir gösteri alanı olmamalıdır.

Kitap fuarları, yazarlar ve okurlar arasında köprü kuran, edebiyatın ve bilginin değerini yücelten organizasyonlardır. Ancak popüler kültürün etkisiyle bu değer maalesef aşındırılıyor. Toplum olarak kitap sevgimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Kitap satın alırken gerçekten neye değer veriyoruz? Kitabın içeriği mi, yoksa onu yazan kişinin şöhreti mi?

Kitapların değeri, ünlü isimlerin gölgesinde kalmamalıdır. Fuar alanlarında satılan her kitap, yazıldığı konunun derinliğini ve yazarının emeğini temsil eder. Popülerliğe duyulan bu abartılı ilginin, kültür dünyamıza ve kitap sevgimize zarar verdiğini görmemiz gerekiyor.

GÜNÜN SÖZÜ

kitap fuarları,  kültürel zenginliği paylaşma mekânıdır.