15 yıl önce  dönemin İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü saygıdeğer Haluk Narbay ağabeyim bir gün telefonla beni arayarak, "Alaattin sen Simavlıymışsın doğru mu?" diye sormuştu. Bende cevaben "evet abi, Simavlıyım" dedim. "Simav Belediye Başkanı'nı  tanıyormusun?"  diye sorunca da "İlkokuldan sınıf arkadaşım" dedim. Haluk ağabey de "Peki o zaman Başkanımız Burhan bey Ege Belediyeler Birliği toplantısını Simav Eynal Kaplıcaları'nda yapacak eğer müsaitsen bizle Simav'a gelip rehberlik yapar mısın?" şeklinde konuştu. "Ne demek Haluk abi seve seve sizle gelirim" dedim. Burhan Özfatura öncülüğünde Ege Belediyeler Birliğine üye jeotermal kaynaklara sahip 53 Belediye Başkanı Simav'daki Türkiye'nin ilk Jeotermal Sistemlerini yerinde görmek için toplandılar.

Termal  kaynağı olmayan Karşıyaka Belediye Başkanı saygıdeğer Ali Kemal Baysak ağabeyimle de bu gezide birlikteydik. Termal tesisler gezildikten brifingler alındıktan sonra kaplıcanın üzerinde bir heykel gibi yükseliveren 1.450 metre yükseklikteki Gölcük Yaylası'na çıktık. Bu yaylanın piknik alanına hakim bir noktada 615 yaşındaki çam ağacını gören Karşıyaka Belediye Başkanı'mız 8 başkanla el ele tutuşup çamın gövdesini sarmalayan bir fotoğrafı bana çektirerek "Bak Alaattin bu çektiğin resmi tab ettirip İzmir'de bana getir" dedi. Sonra da "Bu çamın bir ismi olmalı adı ne acaba?" diye sordu.
 
Bende 70 yaşın üzerinde olmasına rağmen Simav'da Anadolu Gazetesi Sahibi Şair merhum Ali Abdülkerimoğlu  hemşehrime sordum.  Merhum yerel gazeteci Ali ağabeyimde bu çamın adı "Dilek Ağacı" diyerek niçin Dilek ismini aldığının  öyküsünü şöyle anlattı, " Zamanında bu dağda iki düşman yörük obasının beylerinden birinin kızıyla diğer oba beyinin oğlu birbirlerine aşık olmuşlar. Birbirlerine kavuşup evlenmeleri ailelerin birbirine olan düşmanlığından ötürü neredeyse imkansızmış. Birbirini seven aşık gençler de çareyi kaçmakta bulmuşlar ve bu yayladan kaçarlarken arkalarından gelen babalarından saklanmak için bu ulu çamın altında gizlenmişler. Söylenceye göre çam ağacıda dallarını aşağı doğru indirerek aşıkları saklamış! Taraflarda önlerinden aşıkları göremeden geçip gitmişler. O günden sonra bu çamda aşıklar dilek diler olmuşlar. Öyküyü anlatan Ali ağabey hemen ora da bir ilginçliğe de dikkatimizi çekti. 30 metre yüksekliğindeki ulu çam ağacının dalları gerçekten de hepsi aşağı doğru, sanki gövdesindekileri sarmalar vaziyetteydi. Hayret ettik yüzlerce çam ağacının yer aldığı ormanda sadece o çamın dalları aşağıya sarkıktı. 615 yıl önce o ormana dikilen çam ağacı geçtiğimiz 2007 senesinde sit olarak tescil edildi ve ziyaret edenler ulu gövdesine yaslanarak adeta vücutlarının elektriklerini alıp temizlenmesine vesile oluyor. Bugünlerde depremleriyle ünlenen İç Ege ilçesi Simav'da dilek ağacı hala yerinde ve ziyaretçilerini bekliyor.

Efendim yukarıdaki Dilek Ağacı efsanesini niçin mi anlattım. Son günlerde İzmirli gazeteci arkadaşlarım Alsancak birinci Kordon'a 10 yıl kadar önce dönemin Belediye Başkanı'nca yaptırılıp dikilen ve "balık kılçığına" benzeyen demirden bir anıtı tartışır oldu. İnternet arama motoru google' nin geçen hafta açılış sayfasına söz konusu sürrealist heykelin orjinalinin Amerikalı Alexander Calder'in eserinden esinlenilmiş olduğu iddiası yazıldı, çizildi. Ve Kordon'daki demirden anıtın esinlenme mi, kopya mı tartışmalarını takip ederken sözü edilen eserin "Dilek Ağacı" olduğu açıklaması da garibime gitti. Dilek Ağacı dediğin odundan olmalı, tahtadan olmalı, kalastan, tomruktan olmalı değil mi? Ağaç deyince kişinin aklına bunlar geliyor...

Hem sonra bu demirden dilek ağacının yukarıdaki anlattığım gibi bir öyküsü var mı?  Ben 10 senedir önünden geçiyorum kimseden duymadım, hatta bu anıtın önünde ne dilek dileyen gördüm ne de hatıra fotoğrafı çekilen gördüm. Bu demirden esere karşı değilim bir kent mobilyası olarak görüyorum. Ancak dikildiği yerin yanlış olduğunu vurgulamak isterim. İzmir'in efsane başkanı  Dr. Behçet Uz'un   79 yıl önce 28 Temmuz 1932 tarihinde tüm İzmir'in adeta vitrini! Cumhuriyet Meydanı'ndaki GAZİ HEYKELİ'ni  kazandırdığı ve ilk planlı şehircilik atılımının başlatıldığı yıldönümlerinde olduğumuz   haftanın içindeyiz. Ayrıca Ulu Önder'imizle birebir görüşüp heykelini yapan İtalyan heykeltıraş Pietri Canonica'nın Cumhuriyet Meydanı'mızdaki eserinin 75 metre kadar yakınında yer alan bu demirden Dilek Ağacı çirkin tartışmalara neden olmuyor mu?