Milli takımımız, grup aşamasının son maçında, Çekya karşısında, muazzam bir taraftar desteği önünde hata yapmadı ve 2-1 kazandı. Goller Hakan Çalhanoğlu ve Cenk Tosun'dan geldi.

Taraftarımızın maç öncesi ve sonrası sergilediği renkli görüntüler, izlenmeye değerdi. Maç sonunda kaptan Çalhanoğlu'nun millileri orta yuvarlakta buluşturduğu ve bütün stadın eşlik ettiği sevinç, turnuvanın en eğlenceli, en renkli görüntüsüydü diyebilirim. Bütün stad büyük bir coşku ile takımı bağrına bastı. 
  Böyle maçlardan sonra, bu şöyle oynadı, taktik buydu gibi konuşmalar kimileri tarafından hoş karşılanmaz. Kazanmışız işte! Eleştirmeyelim! Kazanan daima haklıdır! gibi argümanlar benim kitabımda yazmaz! Tam tersi, kazanırken hatalarımızı daha iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünürüm. Testi kırıldıktan sonra, hiç anlamı yok. Testi kırılmadan bunları konuşalım. 
   Geçen hafta medyada, sallama haftasıydı! Montella'dan, Cenk'e oradan Arda'ya ve Kaptan Çalhanoğlu'na,hatta malzemecilere! kadar tenkit edilmeyen kalmadı!   Bu hafta da güzelleme haftası! olacak. Edilmeyen iltifat kalmayacak! Aynı insanlar, aynı futbolcular için, nasıl bu kadar farklı yazılar yazabiliyor, inanmakta zorlanıyorum! 
  Takım dün genel olarak çok iyi mücadele etti. Goller tam da ihtiyacımızın olduğu dakikalarda geldi. Hakem ilk yarıda rakibe kırmızı kart gösterdiyse de, o dakikadan sonra bütün takdir haklarını Çekya'dan yana kullandı. Yediğimiz golde net faul vardı ve aynı zamanda top golü atan rakip oyuncunun eline temas etti, kural açık, ama yine de gol kararı geldi. Cenk oyuna girdi ve golünü attı. Buraya kadar yedek oturmasaydı yine de bu derece konsantre oynar mıydı?  Bunu iyi analiz etmek lazım.Bütün takım oyuna çok iyi konsantre olmuştu. Bence bunu hocaya yazmak gerekir.  Kaptan Çalhanoğlu'nun golü çok zor bir goldü. Ayak içi köşeye plaseyi deneseydi, kaleci kurtarırdı. Ayağının üstü ile çok sert bir vuruşu tercih etti. İğne deliğinden geçirdi resmen topu! Sadece Üst düzey bir futbolcunun yapabileceği bir goldü. Hakan'ı tebrik ediyoruz. 
    Savunmada bir kişi daha eksildik.Büyük bir stoper sıkıntısı içindeyiz. Sarı kartlar çok can yaktı.Ayrıca Hakan da cezalı duruma düştü. 
   Peki, şimdi ne olacak? 
   Bakalım Montella nasıl bir 11 oluşturacak, Avusturya karşısında. İşi hiç kolay değil. Daha bir ay önce 6 yediğimiz bir rakibe karşı oynayacağız. Ama şartlar bu kez çok farklı olacak. O maçta yaşadığımız hakem faciası tekrarlanmayacaktır. Bu arada, bu turnuvada oynadığımız üç maçta da hakem hataları hep bizim aleyhimize oldu. Federasyon başkanının bu videolarla, Uefa'nın kapısını çalma zamanı geldi. Testi kırılmadan sayın Başkan...
 O oynasın, bu oynamasın tartışmalarını hiç sevmiyorum. O işleri, takımla her gün çalışanlara bırakmak gerekir.  Ben daha ziyade ne oynamalıyız? ve nasıl oynamalıyız? konusunu konuşmayı severim. Hücum futbolu oynamamız gerektiğini düşünüyorum. Ve defanstan pasla değil, gerekirse uzun toplarla çıkmamız gerektiğini düşünüyorum zira arkada top yapmaya çalışırsak, Avusturyalılar önde çok iyi baskı yapıyorlar. Defansta top kayıpları kaçınılmaz olur ve zora düşeriz. Fakat bunun yanı sıra, rakip savunma da aynı sıkıntıları yaşıyor. Onlar da pasla çıkmaya çalıştıklarında top kayıpları yaşıyor. Yani oyunu karşı yarı sahaya yıkıp, orada baskı yaparsak, bu çok zor görünen maç rahat bir galibiyetle sonlanabilir. Bu maçın kahramanları Arda Güler ve Kenan Yıldız olacak diye içimden geçiyor! Milli takımımız tatil programlarımızla oynamaya devam edecek mi? Yaşayıp göreceğiz! 
  Sevgi ve Saygılarımla