Cumhuriyeti Halk Partisinin İzmir yönetimi, üyeleri, milletvekilleri ve kamuoyu Tunç Soyer-Cemil Tugay dönemi karşılaştırılmasına son vermeliler.

Kendine siyasi alan açmak isteyen, var olan mevkilerini makamlarını korumak isteyenler veya yeni makam mevki arayanlar önceki dönem ve mevcut başkanı karşılaştırma yarışındalar.

Bu yöntem: Dini ve milli duygular üzerinden siyaset yapan mantıkla aynılaşmadır.

Önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer farklı, mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın farklı bir kişiler, farklı kişilikler. Her ikisinin yönetim, çalışma ve proje geliştirmelerinin farklı olması hayatın doğal akışına uygun değil mi?

* Kişileri aynılaştırmak mümkün mü?

* Her iki başkanın çalışmalarını siyasete malzeme yapmak siyasi ahlaka, parti sorumluluğuna yakışır mı?

* İzmirlilerin gündemi; belediyenin geçmiş dönemle, yeni dönemi yarıştırmak olabilir mi? 

* Yanlış, doğru kurgularla başkanların isimleri üzerinde tartışma kime ne kazandırır?

* Bugünün çalışmalarını gölgeleme girişimleri insan ahlakı olabilir mi? 

Herkes kaybediyor…

1. Belediye çalışmalarının motivasyonu düşüyor.

2. Enerji, güç ve zaman kaybı ortaya çıkıyor.

3. Her iki başkan zarar görüyor.

4. İzmir CHP teşkilatı zarar görüyor.

5. İzmirliler zarar gö-rü-yor.

Ne yapmalı?

İzmirli CHP’lilere düşen; bu tartışmalardan uzaklaşarak Tunç Soyer başkanın yarattığı değerlere, bıraktığı eserlere sahip çıkılmalı. Cemil Tugay başkanın kendi geliştirdiği projelere katkı sunarak, ortaya çıkaracağı değerlere, yaratacağı eserlere destek verilmeliler.  Dün Tunç Soyer’in yanında olanlar neredelerse , bugün Cemil Tugay’ın yanında olanlar  dönem bittiğinde orada olacaklar. “Başkanları yarıştır işleri karıştır” ajitasyonunu çekip, kahkaha atanlara fırsat verilmemeli. Geçmiş dönemler kazılarak yenilik  bulunmaz, ortaya sadece tarih çıkar.

İzmirli CHP’lilere düşen; partiden kimi belediye başkanı seçilmişse, halkçı belediyeciliği güçlendirmek için bilgi, birikim, becerileriyle onun yanında saf tutmalılar. İzmirli CHP’liler kimin belediyeden çıkarılacağı, çıkarıldığı, kimin nereye atandığının tartışmalarını yaparken zaman durmuyor.  Parti çalışmalarını buralara endeksleyenler bilsinler ki: Kronograf saat işliyor. Bir bakmışsınız tekrar seçim dönemi gelmiş!

Geçmiş dönemi gölgelemek geleceği aydınlatmaz.

Bugünün çalışmalarını geçmiş ile yarıştırmak çalışmalara katkı sunmaz.

Yerel siyaset belediye çalışmalarına, belediye işleyişine taşınmamalı. İzmirliler bugün olabildiğince Cemil Tugaya bilgi birikimlerini aktararak, çalışma heyecanı yaratarak, başarılı bir dönem ortaya koymalılar.

Eleştiri, gedik açma çabası, çamur atma yöntemi değil.  Eleştiri, birilerini suçlama, teşhir etme yöntemi hiç değildir. Bu tutum, bilgi eksikliği, bilinç yoksunluğuyla ortaya çıkar. Eleştiri, eksikleri giderme, yanlışları düzeltme, iyileştirme, dönüşüm yaratma sanatıdır. Eleştiri birebir muhatabıyla sürdürülür. Öz eleştiri varsa müdahil olanların ortamında yapılır. Kamusal bir durumsa kamuoyuna deklare   edilir.  Eleştirinin yöntemi eleştiri yapanın bilgisini, bilinç aktarımı kişiliğini ortaya çıkar.

Parti örgütleri belediyelerin insiyatifine girmemeli.

Parti örgütleri alan çalışmaları yaparak toplumdan gelen eleştiri ve talepleri belediye yönetimlerine aktarmalılar.

Belediyelerin çalışmalarına işlev katacak; her görüş ve inançtan köy, mahale, semt örgütlenmesi yapmalılar. Bu örgütlülük; topumun tabanından gelen eleştiri ve talepleri harmanlar. Partiye dinamizm katar. Partiye geniş tabanlardan katılım sağlar. Toplumsal katılımcı sosyal belediyeciliği, halkçı yönetimi ortaya çıkarır.

Parti örgütleri sürekli belediyelere işçi, memur aldırma, müdür atatma görevini üstlenmemeliler.

Bu tutum: Üretkenliği yok ederek örgütü hantallaştırır, siyasi çalışma alanlarını daraltır, politik olarak güçsüzleştirir…

Hadi hayırlısı…