KÜLTÜR - SANAT

Bir sözlükte “hemşehri” diğerinde “hemşeri” | Bazı kelimeler neden ihtilaflı?

Bazı kelimeler Türk Dil Kurumu sözlüğü ile Türk Dil Derneği sözlüğünde farklı yazılıyor. Anlamları aynı olmakla birlikte bir sözlükte bitişik, öbüründe ayrı yazılan, yazılışları yönünden iki kurum arasında anlaşmazlık olan kelimelerin güncel hâlini sunuyoruz. TDK ile Dil Derneği uzun zaman sonra ise bir kelimede uzlaştı.

Abone Ol

Türk Dil Kurumu (TDK), resmî kurumlar ve çoğu insan için dilbilgisi konusunda ana kaynak noktası. Bunun yanında Türk Dil Derneği de dil konusunda topluma rehberlik ediyor. Ancak bazı kelimelerin yazılışı ve seslendirilişi TDK ile Dil Derneği sözlüklerinde farklı. İki sözlükte farklı yazılan kelimeleri araştırdık.

İhtilaflı olan kelimelerden biri “ana dil” ya da “anadil.” Kelime TDK sözlüğünde ayrı yazılırken, Dil Derneğinin sözlüğünde bitişik yazılıyor. “Alt yazı” TDK’nin sözlüğünde ayrıyken, Dil Derneğinin sözlüğünde bitişik.

TDK, “hemşehri” kelimesini “h” harfiyle yazıyor ancak Dil Derneği “hemşeri” diye.

Tartışmalı olan kelimelerden diğeri de “hükûmet” ya da “hükümet!” TDK sözlüğünde “hükûmet” diye yazılıyor ve seslendirilirken de böyle seslendiriliyor. Dil Derneği ise bu sözcüğü “hükümet” diye yazıyor.

Ropdöşambır mı? Robdöşambr mı?

TDK sözlük “ropdöşambır” kelimesini, “erkeklerin evin içinde kıyafetlerinin üzerine giydikleri üstlük” diye tanımlıyor ve böyle yazıyor. Kelimenin kullanılışını Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun romanından bir cümleyle örnekliyor: “Sırtına yeni aldığı devetüyü uzun ropdöşambırını geçirdi.”

Türk Dil Derneği ise “robdöşambr” diye yazarak kelimeyi “ev içinde giyilen üstlük” diye tanımlıyor; Refik Halid Karay’ın kitabından bir cümleyle: “...meraka kapıldım, robdöşambrımı giyip fener elimde merdivenleri indim.”

“Sekülarizm” kelimesinde uzlaşı sağlandı

TDK’nin “sekülarizm” diye yazdığı kelime bir süre öncesine kadar Dil Derneğinin sözlüğünde “sekülerizm” diye yazılıyordu. Dil Derneğinin sitesinde bugün yaptığımız aramada sözcüğün TDK’de olduğu gibi “sekülarizm” olarak değiştirildiğini fark ettik.

Ancak aşağıda tablosunu verdiğimiz kelimelerde TDK ile Türk Dil Derneği arasındaki ihtilaf, başka deyişle anlaşmazlık hâlâ devam ediyor. “Ambulans” (TDK) - “ambülans” (Dil Derneği) kelimesinin de farklı yazılmasıyla bu sözcüklerin sayısı 18’i buluyor.

Türk Dil Kurumu: Darbeden önce, darbeden sonra

12 Temmuz 1932’de Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla Ankara’da “Türk Dili Tetkik Cemiyeti” adıyla kurulan Türk Dil Kurumunda Ruşen Eşref, Celâl Sahir, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi tanınmış edebiyatçılar vardı. Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacı “Türk dilinin öz güzelliğini ve varsıllığını ortaya çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek” diye belirlenmişti.

Türk Dil Kurumu, 1940'ta Bakanlar Kurulu kararıyla “kamu yararına çalışan dernekler” statüsü kazandı. 1951’de ise Demokrat Parti iktidarının bütçe görüşmeleri sırasında kurumun ödeneğinin kesilmesine karar verildi.

Ancak kurumla ilgili en temel değişiklik 12 Eylül 1980 askerî darbesiyle yapıldı. Darbe rejiminin devam ettiği yıllarda, 17 Ağustos 1983 günlü Resmî Gazetede yayımlanan bir kararla “Türk Dil Kurumu” ve “Türk Tarih Kurumu”, bir Anayasa kuruluşu olan “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu” çatısı altına alınarak devletleştirildi. Türk Dil Kurumunun tüzel ve özerk yapısına son verildi.

Türk Dil Derneğinin kuruluşu

Türk Dil Derneğine göre Atatürk’ün kurduğu TDK, 1983’te hiçbir yargı kararı olmadan, Atatürk’ün vasiyeti göz ardı edilip Cumhurbaşkanının gözetiminde, Başbakanlığa bağlı “Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu” içine alınarak bir “devlet dairesine” dönüştürüldü.

Türk Dil Derneği, TDK’nin askerler tarafından kapatılmasına tepki olarak 22 Nisan 1987’de kuruldu. Dernek TDK’yi 1983'te Cumhurbaşkanı Kenan Evren’le birlikte beş generalin yönlendirmesiyle kurulan devlet dairesi, “resmî Türk Dil Kurumu” ya da “resmî kurum” diye adlandırıyor.